| Üzgünüm. Acelem var da. | Open Subtitles | آسفة يا شباب, فهنالكَ أماكن علي الذهاب إليها |
| Eğer devamlı acı çekiyorsanız, size önerebileceğim başka tedavi yöntemleri var. | Open Subtitles | أتعرف، إن كان ألمكَ مُزمن فهنالكَ علاجات آخرى |
| Arka bahçemizde bir canavar var ve bu konuda hiçbir halt yapmıyorsun! | Open Subtitles | فهنالكَ وحشٌ في فنائنا الخلفي و أنتَ لا تفعل شيئاً لعيناً حيال ذلك |
| Değişken hayati belirtiler. İki ihtimal var. | Open Subtitles | مشيرة إلى وجود فعاليات حيوية :مرتفعة فهنالكَ إحتمالين |
| Üzgünüm. Acelem var da. | Open Subtitles | آسفة يا شباب، فهنالكَ أماكن علي الذهاب إليها |
| İnanın bana dedektif, yeterince vaktimiz var. | Open Subtitles | ثق بي أيٌّها التحري فهنالكَ وقتٌ كافيٍ لهذا |
| Bir süre burada kalacaksak, köşede harika bir takocu var. | Open Subtitles | إسمعا إن كنا سنبقى هنا لفترةٍ فهنالكَ كشكٌ لبيع التاكو اللذيذ بالقرب من الزاوية |
| İnsanları kurtarabilecek görünmez bir güç var. | Open Subtitles | فهنالكَ طاقةٌ خفية بوسعها إنقاذ الناس |
| Şehirde çok daha rahat soyabileceği insanlar var. | Open Subtitles | فهنالكَ أهدافٌ أسهل بكثيرٍ في المدينة |
| Onun kalbini ele geçirmenin başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | فهنالكَ طريقةٌ أُخرى لتأسر قلبها |
| - Umut var diyorsam vardır. | Open Subtitles | حينما أقول إنّ هنالكَ أمل, فهنالكَ أمل |
| Sana anlatacak çok şeyim var. | Open Subtitles | فهنالكَ الكثيرُ أودُ إخباركَ به |
| Eğer yıkanmak isterseniz aşağı koridorda kullanacağınız banyo var. | Open Subtitles | لو أردت أن تستحم فهنالكَ حمام |
| İçinde şey var... | Open Subtitles | فهنالكَ أشياءٌ بداخلها |
| - Kampta bir katil mi var yani? | Open Subtitles | إذاً, فهنالكَ قاتلٌ في المخيم |