| faturalarını ödemek sizin işiniz değil avukatının işi. | Open Subtitles | ليست مسؤوليتك أن تدفع ثمن فواتيرها إنّه محاميها |
| Yılan kavanozunu açıp, faturalarını ödeyemeyen kıza biraz daha para vermeye bayılırsın. | Open Subtitles | ستحب أن تفتح علبة الأفاعي خاصتك وتلقي بقليل من المال على البنت التي لا تستطيع دفع فواتيرها |
| Onun faturalarını ödedim ama bu bile yeterli olmadı. | Open Subtitles | للأسف يجب علي أن أدفع فواتيرها ولكن حتى هذا لا يكفي |
| Hastane faturaları yığıldığında ve tedavi çok pahalı olduğunda, beni aradı. | Open Subtitles | عندما بدأت فواتيرها الطبية تتراكم وأصبح العلاج مكلفا للغاية، أتصلت بي |
| Bunlar onun ödenmemiş hastane faturaları. | Open Subtitles | هذه هي فواتيرها الطبيه الغير مدفوعه للمستشفى |
| Herhalde hastane masraflarını ödemek için satmak istemiyor. | Open Subtitles | لديها الكثير من الأسهم ربما لم ترغب في بيعها لدفع فواتيرها الطبية |
| Bileğini incittikten sonra, hastane faturalarıyla başlamış. | Open Subtitles | بدأت مع فواتيرها الطبيّة بعدما آذت كاحلها. |
| 12 yaşındayken tüm faturalarını ben düzenliyordum. | Open Subtitles | كنت أُنظّم جميع فواتيرها عند بلوغي سن الـ12. |
| Bilmiyorum. Muhtemelen kızkardeşimin sağlık faturalarını ödemeye yardım eder. | Open Subtitles | لا أعرف، ربما أساعد أختي في تسديد فواتيرها الطبية. |
| Fakat geçmişte faturalarını öderken ne kadar sıkıntılı olduğunu hatırlatmak istemiyorum. | Open Subtitles | على الرغم من أنني لا يبدو أن أذكر لك طرح مثل هذه الضجة الوراء عندما كنت دفع فواتيرها. |
| Bu kadın faturalarını hiç ödemiyor. | Open Subtitles | لا تدفع هذه السيده فواتيرها أبداً |
| Çarşambaları faturalarını öder. | Open Subtitles | تدفع فواتيرها في أيام الأربعاء |
| Çarşambaları faturalarını ödüyor. | Open Subtitles | .... تدفع فواتيرها يوم الأربعاء |
| Bak, Clark, genç bir kızın faturalarını ödemesi gerek. | Open Subtitles | اسمع يا (كلارك)، على الفتاة أن تدفع فواتيرها |
| O zaman birisi faturalarını ödüyor. | Open Subtitles | شخص ما يدفع فواتيرها. |
| Meğerse ailem faturaları ödeyemiyormuş. | Open Subtitles | اتضح أن عائلتي لا تستطيع دفع فواتيرها |
| - Veznedar ona işaretli faturaları vermiş ve numaralarını kaydetmiş. | Open Subtitles | ... لقد أعطاها الصرّاف فواتيرها التسلسليّة وسجّل الأرقام |
| Hazır laf ona gelmişken, hastane masraflarını neden kendin üstlendin çok merak ettim. | Open Subtitles | بالمناسبة، يثير فضولي تعهّدك بتولي فواتيرها الطبية |
| Ve artık ben de onun hastane masraflarını ödeyemeyeceğim. | Open Subtitles | إنها مريضة، والآن لا يمكنني تحمل دفع فواتيرها الطبية |
| Ertesi gün Miranda faturalarıyla ve temizlikçisiyle yalnız kalmıştı. | Open Subtitles | اليوم التالي استمتعت (ميراندا) بلحظة عزلة مع فواتيرها |