| çelik inşaat demirleri paslandıkça orijinal ebatlarının üç katı genişlerler. | Open Subtitles | متى يصدّأ فولاذ الأعمدة يتوسّع ثلاث مرات عن حجمه الأصلي |
| Frank, eğer çelik imha fabrikası civarında çalışmışlarsa, aradığımız kesinlikle o adam. | Open Subtitles | فرانك, إذا كان يعمل بالأمن في تهديم مصنع فولاذ, أذن هو بالتأكيد |
| 1875 yılından beri işletilen bu fabrika, bölgedeki son çalışan çelik fabrikasıdır. | TED | المصنع الذي يعمل منذ عام 1875، يعتبر آخر مصنع فولاذ قائم في المنطقة. |
| Özel yapım, en kalite çelikten, kısa tığ, zırh delen. | Open Subtitles | مُنتج خاص, فولاذ من أفضل نوعية, سهم قصير, خارق للدروع. |
| Binlerce ton Hockley çeliği bu gemide nerede biliyor musun? | Open Subtitles | هناك عدّة آلاف من الأطنان من فولاذ هوكلي . . |
| Bu bir hançerden kopmuş. Ya karbon çeliğidir ya da paslanmaz çelik. | Open Subtitles | مما يعني انه اما فولاذ كربوني او فولاذ مقاوم للصدأ |
| Paslanmaz çelik, elle cilalanır. | Open Subtitles | شفرة فولاذ مقاومة للصدأ ، وحفر باستخدام الحمض ، صقل باستخدام اليد |
| Ağaçlar ve otlar yerine, çelik ve cam var... | Open Subtitles | بدلاً مِنْ أشجارِ وعشبِ، هناك فولاذ وزجاج |
| Zemine doğrudan irtibatlı, kurşun geçirmez cam ve güçlendirilmiş çelik. | Open Subtitles | إنه محمي بـزجاج مضاد للرصاص و فولاذ مثبت مباشرة تحت الأرض |
| Ben intörnken yük rampasından çelik takviye çubuklarının bulunduğu konteynırın üstüne düşen bir adam getirmişlerdi. | Open Subtitles | عندما كنت متدرباً أحضروا لي رجلاً قد سقط من مرسى شحن إلى حاوية قضبان فولاذ مسلح |
| Gerçek bir keskinlik istiyorsan temperlenmiş çelik kullanmalısın. | Open Subtitles | إذا بدك حد قاطع كان لازم تستخدم فولاذ مخلوط |
| Paslanmaz çelik kaplamalı ve 300 metrede bile su geçirmiyor. | Open Subtitles | فولاذ مقاوم للصدأ ومضادة للماء حتى عمق 300 متر |
| İçinizi kesip açsalar, ne bulurlar tüy mü çelik mi? | Open Subtitles | إذا دخلوا لداخل روحك ماذا سوف يجدوا ريش أم فولاذ ؟ |
| Ama soyulmuş çelik kuşaklı lastiklerle güçlendirilmiş meyve tezgahları | Open Subtitles | فكفرات خلفها فولاذ تثبت بمصامير مع بعضها |
| çelik gibi bir yüreği olan bir kafile şefi arıyorum! | Open Subtitles | أبحثُ عن زعيم الطريق من لديه قلبٌ من فولاذ |
| Yeniden dövülmüş çelik ana gövde ve titanyum levhalar. | Open Subtitles | فولاذ صميم مدعوم مغلف بالتيتانيوم خذ راحتك |
| Erimiş çelik, jilet gibi bıçaklar, bir sürü boş vakit... | Open Subtitles | فولاذ مذاب، شفرات حادّة، الكثير من وقت الفراغ |
| O kelepçedeki zincir sertleştirilmiş çelikten. | Open Subtitles | السلسلة في تلك الأصفاد مصنوعة من فولاذ قوي |
| Yaraya çelikten kör, çentikli başlı bir nesnenin sebep olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | الآن, نعلم أن الجرح حصل بسبب فولاذ كليل منتهي بمسمار ثلاثي في قمته |
| çeliği imal edip bunları burundan inşaatlara, şu gördüğün kamyonlarla taşıyoruz. | Open Subtitles | نحولها الى فولاذ التي تراها بالمبنى تُرسل بواسطة ناقلة أو تأتي ألينا هنا. |
| Karbon çeliğinden 12,7'lik hançerler üstte. | Open Subtitles | الصف الاعلى خناجر خمسة انشات,فولاذ كربوني |
| Evet, büyükbabama da Commander Steel dendiğini düşünürsek. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}أجل، خاصّة وأن جدي لُقِّب بالآمر (ستيل = فولاذ). |
| Pirinç yok, bakır ve demir ile günümüzde bu yapılabilir. | Open Subtitles | لا الات معدنيه , نحاس او فولاذ تلك التي تستخدم في الوقت الحالي. |