Daha sonra, Kabil'e gittim ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım. | TED | لاحقا، سافرتُ إلى كابل و عملتُ في أفغانستان بعد سقوط طالبان. |
Diyorlar ki, Afganistan'da Sovyetler... senin adını duyunca tanklarıyla kaçıyormuş, öyle mi? | Open Subtitles | لقد قالوا إن في أفغانستان عندما سمع السوفيت اسمك هربوا من دبابتهم |
Dört ay önce, Afganistan'da bir helikopter kazasında yere çakılmış. | Open Subtitles | لقد كان في مروحية تحطّمت في أفغانستان قبل أربعة شهور |
Denizaşırı kliniklere bağışları dağıtma işini yürütüyor. Afganistan'daki verem kliğini de buna dahil. | Open Subtitles | والمسؤول عن الأموال إلى العيادات الخارجية، بما في ذلك عيادة السل في أفغانستان. |
Muhtemelen Afganistan'daki savaş suçları konusunda onu sessiz tutmak istediler. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم أسكتوه لـ موظفو جرائم الحرب في أفغانستان. |
İki kuşak önce, Kore, bu günkü Afganistan'ın yaşam şartlarına sahipti. Ve eğitimde performansı en düşük olanlardan biriydi. | TED | قبل جيلين كان مستوى المعيشة في كوريا كمستوى المعيشة في أفغانستان اليوم، كان نظامها التعليمي من بينالأنظمة الأقل كفاءة. |
Bu sadece Amerikalıların Afganistan'da teröristlerin saklandığını düşündüğü için oldu. | Open Subtitles | لأن هؤلاء الأمريكان ظنوا بأنه يوجد إرهابيين مختبئين في أفغانستان |
Müfrezesi Afganistan'da pusuya düştüğü zaman Sherman'ın hikayesi manşetlere taşındı. | Open Subtitles | قصة شيرمن تصدرت العناوين حين تم الإيقاع بوحدتها في أفغانستان |
Bazı zamanlar Afganistan'da olduğunu sansan da, ...bir de bakmışsın ki, aslında Pakistan'daymışsın. | Open Subtitles | وفي بعض الأحيان حين تكون في أفغانستان, يتضح أنك في الحقيقة في باكستان. |
Garcia, izin günlerimden ancak 25 gününü Afganistan'da sevdiği olan çalışanlara verebilmiş. | Open Subtitles | خمس و عشرين يوما من ايام اجازاتي لموظفين لديهم أحباب في أفغانستان |
11 Eylül'den sonra ölüm listesinde yedi kişi vardı Irak'ta ise iskambil kağıtlarında 55 kişi Afganistan'da binlercesi bulunuyordu. | Open Subtitles | بعد الـ11\9 كان هناك 7 أشخاص في قائمة القتل. في العراق 55 ضمن مجموعة الكروت، في أفغانستان أصبحوا ألوفًا. |
David Baxter'ı duymuş, Afganistan'da yakalanan Amerikan askeri, idam edildi. | Open Subtitles | الجندي الأمريكي الذي تم أسره في أفغانستان تم قطع رأسه |
Ve savaş bir rejim değişikliği ile bitti, tıpkı Afganistan'da olduğu gibi. | TED | وانتھت الحرب بتغيير النظام، كما حدث في أفغانستان. |
Ayrıca, Afganistan'da yanlış giden şeyin birliklerin geniş etki alanının olduğu kanısı tümüyle yanlış. | TED | والاكثر من هذا فانا لا اعتقد ان الخطأ في أفغانستان كان بسبب نقص العداد البشري للقوات العاملة هناك |
Zach Piller'in, Afganistan'daki katliam hakkında söylediği her şeyi bilmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد المعرفة كلّ شيء قاله زاك بيلر حول المذبحة في أفغانستان |
Afganistan'daki güvenlik birimleri, bir grup Taliban savaşçısının Kabil havaalanını hedef aldığını bildiriyor. | Open Subtitles | قوات الأمن في أفغانستان تقول بأن عددًا من مسلحي طالبان استهدفوا مطار كابول. |
Afganistan'daki basit planları dökülürken, politikacılar memleketlerinde bir krizle yüzleşmek zorundaydılar. | Open Subtitles | الذي انهارت فيه خطتهم في أفغانستان واجه السياسيون أزمة في أوطانهم |
Afganistan'ın en ücra köşelerinde bile yöneticilerini seçmek istemeyen bir Allah'ın kuluyla karşılaşmadım. | TED | إن جميع النشطاء في أفغانستان من الذين التقيتهم، أرادو أن يكون لهم قرار في اختيار من يحكمهم |
İngilizler Afganistan'ı 25 yıl tuttular. | Open Subtitles | أبقتْ البريطانيونُ في أفغانستان ل25 سنةِ أخرى. |
Jung Afganistanda ve fotoğraf | TED | لكي نطبق الدعم النفسي في أفغانستان ولكي أضعكم في الصورة |
Ve ikisi de evine Afganistan'dan iki hafta önce döndüler. | Open Subtitles | لقد عادو الى المنزل منذو اسبوعين من جولة في أفغانستان. |
Sadece, Curtin'le birlikte Afganistan'dayken öyleymiş. | Open Subtitles | لقد كان مع كورتين في أفغانستان |
Afganistan'a iki seferinde de hayatta kaldı ama kendi evinde havaya uçtu. | Open Subtitles | تنجو من جولتين في أفغانستان و ينتهي بها الأمر مقتولة في بلدها |
Ben Afganistan'da ter, kan ve korkunun tam ortasındaydım. | Open Subtitles | أنا كنت في أفغانستان وسط الدم والعرق والخوف |