| Gördüğün benimle alakalı Rüyalarda beni tanıyormuş gibi hissediyor muydun? | Open Subtitles | تتذكّرين؟ في الأحلام التي كانت تراودكِ عنّي، أشعرتِ بأنّكِ تعرفينني؟ |
| Belki Rüyalarda sıçrayabiliriz. Belki fizik kurallarına uymak zorunda değiliz. | Open Subtitles | يمكن للعقل أن يقفز للأمام في الأحلام ويمكن ألا يخضع للقوانين الفيزيائية |
| Belki Rüyalarda sıçrayabiliriz. Belki fizik kurallarına uymak zorunda değiliz. | Open Subtitles | يمكن للعقل أن يقفز للأمام في الأحلام ويمكن ألا يخضع للقوانين الفيزيائية |
| Rüyalar Karakterler kişinin hayatında belirli şey simgeler. | Open Subtitles | الشخصيات في الأحلام ترمز إلى شيء محدد في حياة الشخص |
| Onlar benim taşaklarım yüzünden içeri girmediler. Sen uykuya dalmış rüya peşinde koşuyordun. | Open Subtitles | لم تكن لخصياتي دور في الاختراق، فقد كانت عيناك مغلقة وغارقة في الأحلام |
| AkıI okuyup beyinleri kontrol edebiliyor ve rüyalara girebiliyor. | Open Subtitles | يستطيع أن يقرأ ويتحكم في العقول ويظهر في الأحلام |
| Ama günün birinde hatırlayacak. Sadece rüyalarında olsa bile. | Open Subtitles | ستذكر يومًا واحدًا حتّى لو كان في الأحلام فحسب |
| Zaman yolculuğu Rüyalarda hep mümkündü. | Open Subtitles | لطالما كان السفر عبر الزمن ممكناً في الأحلام |
| Ünlüler ayrıcalıklı muamele görürler Rüyalarda bile. | Open Subtitles | المشاهير يحصلون على معاملة خاصة حتى في الأحلام |
| Duyduğuma göre Rüyalarda ölmek yeniden doğmak, yenilik veya değişiklik anlamına geliyormuş. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن الأشياء التي تموت في الأحلام أنها تعني كولادة من جديد أو تجدد أو تغيُّر، |
| Rüyalarda uçabilir ve nereye istersem gidebilirim. | Open Subtitles | يُمكنني الطيران والذهابُ أينما أريدُ في الأحلام. |
| -Sadece Rüyalarda gördüğümüz mutluluk. -Emzik. Emziğim. | Open Subtitles | انها سعادة تحدث فقط في الأحلام |
| "Şenlikler hala Rüyalarda mı saklı?" | Open Subtitles | هل كان هذا كرنفالا زائلا في الأحلام |
| Bu bir rüya. Rüyalarda çalışmamız gerekmez. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن نعمل في الأحلام. |
| Hayır, hayır, o sadece Rüyalarda işe yarıyor. | Open Subtitles | لا،لا، هذا ينجحُ في الأحلام فقط |
| Zaman yolculuğu Rüyalarda her zaman mümkündür. | Open Subtitles | السفر عبر الزمن ممكن دائماً في الأحلام |
| Dediğine göre, Rüyalarda geri geliyormuş. | Open Subtitles | تقول بأنه يرجع في الأحلام |
| Rüyalar. Öldürülmesi çok zordur. | Open Subtitles | في الأحلام ، من الصعب جدا أن تقتل |
| Beni gördüğün şu Rüyalar var ya... | Open Subtitles | في الأحلام التي كانت تراودك |
| Donmuş halde rüya gördüğün sırada yıllarca süren bir birleşme. | Open Subtitles | إتصال لسنوات طويلة جدا مضت حينما كنت مجمدا غارقا في الأحلام |
| Bilirsin, gerçek hayat da rüyalara benzemesin diye. | Open Subtitles | تعرف، أجعل العالم الحقيقي أفضل من ما هو في الأحلام |
| Ve rüyalarında söyleyemezsem diye, şimdiden söylüyorum: | Open Subtitles | و في حالة لم أخبرك في الأحلام سأخبرك الآن |