| Yani okula sonbaharda üç ay geride dönmek yerine, şu anda matematikte dört ay ileride ve okumada beş ay ileride döndüler. | TED | لذلك بدلاً من العودة إلى المدرسة في الخريف متأخّرين بثلاثة أشهر، يعودون الآن متقدّمين في الرياضيات بأربعة أشهر وخمسة أشهر في القراءة. |
| Sen okumada ve şarkı söylemede ve birçok şeyde en iyisin. | Open Subtitles | أنتِ الأفضل في القراءة و في الأغاني وفي الشهور |
| Amerika Birleşik Devletleri Eğitim Bakanlığına göre dördüncü sınıfta okuyan zenci erkek çocuklarının %85'ten fazlası okumada yeterli seviyede değiller. | TED | وفقا لوزارة التعليم الأمريكية، أكثر من %85 من الطلاب السود في الصف الرابع ليسوا بارعين في القراءة. |
| Kadınların kelime dağarcığı ve okuma yeteneklerinde çok ilerleme kaydettirdi. | Open Subtitles | وهو قد قام بعمل عظيم مع النساء في القراءة واللغة |
| Bir ilkokul öğretmeni olarak annem, iyi okuma becerilerine sahip olduğumdan emin olmak için elinden geleni yaptı. | TED | كمعلمة في المدرسة الابتدائية، فعلت أمي ما بوسعها لتتأكد أن لدي مهارات جيّدة في القراءة. |
| Temel yazı tipini okumak daha kolay ama ben eğlenceli yazı tipini beğendim. | Open Subtitles | الخط الأساسي أسهل في القراءة لكني أحب الخط المرح |
| En kısa sürede temizleyip, kitap okumaya vakit bırakıyordum. | Open Subtitles | كنت أقوم بالتنظيف بأسرع ما يمكن, وأقضي ما تبقى من الوقت في القراءة. |
| okumaya devam ettikçe, bu iddiaların ardında | TED | وعندما تنخرط في القراءة .. يمكنك أن ترى |
| Şimdi onlar tüm tablolarda birinci sıradalar, okumada, matematik ve fen bilimlerinde ve Şangay'ın inanılmaz başarısının anahtarlarından biri öğretmenlerine gelişimlerinde nasıl yardımcı oldukları. | TED | إنهم يتربعون على القمة في كل المجالات، في القراءة والرياضيات والعلوم، وواحد من مفاتيح النجاح المدهش لشانغهاي هي الطريقة التي يساعدون بها مدرسيهم ليستمروا في تطورهم. |
| İki yıllık bağımsız araştırmalar bize çocuklarımızın yaz öğrenme kaybını giderdiğini ve matematikte bir aylık, okumada iki aylık bir gelişme kaydettiğini söylüyor. | TED | أطلعتنا التقييمات المستقلة طيلة سنتين أن أطفالنا يتخلّصون من غياب فقدان التعلم الصيفي ويعملون على تطوير أنفسهم في الرياضيات لمدة شهر و شهرين في القراءة. |
| Bunun anlamı okuma ekranının bir tarafını okumada zorlanıyorsun. Bunun anlamı da periferal bir görme sorunun var. Bu da beyninin oksipital lobunda tümör olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | و هذا معناه أنكَ تعاني مشكلة ما في القراءة من جانب واحد من شاشة التلقين مما يعني مشكلةً في الرؤية المحيطية مما يعني ورماً في فصّكَ القفوي اختبار واحد فقط |
| okumada iyi değilimdir. | Open Subtitles | ولكني لست جيداً في القراءة |
| 18 hafta içinde Mr. Pai'nin sınıfı 3. sınıfın altındaki okuma ve matematik seviyesinden, 4.sınıfın okuma ve matematik derslerinin ortasına kadar yükseldi. | TED | خلال 18 أسبوع، انتقل صف السيد باي من مستوى أدنى من الصف الثالث في القراءة والرياضيات إلى منتصف الصف الرابع في القراءة والرياضيات. |
| Okuması kötü olan bazıları ise projeden ilham alarak okuma becerilerini geliştirmek için eğitimlere katıldılar. | TED | وألهمت بعض ضعاف المستوى في القراءة نظرًا لما استطاعوا تحقيقه بالذهاب للصفوف التعليمية لتطوير مهارات القراءة لديهم. |
| Ona okuma denmez, bir oyunculuk gösterisiydi. | Open Subtitles | انها لم تكن في القراءة ، بل كانت في الأداء. |
| Doleman, okuma kabiliyetin hayli gelişmiş. | Open Subtitles | دوليمان مهاراتك في القراءة قد زادت للغاية |
| Stajyerlik eğitimini garantiledim ve okumak için de atandım. | Open Subtitles | لقد حصلتُ على فترة تدريب مهنية و تم تعييني في القراءة |
| Daha az kitap okumaya başladığın zaman beni ara tamam mı? | Open Subtitles | اذا بدأت تقللي في القراءة اتصلي بي |
| Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken ben yavaş yavaş okumaya devam ettim, yazarın eserine ve hikâyenin kalıcı gücüne saygı gösterdiğimi biliyordum. | TED | لذا ومع استمرار التقدم السريع للتكنولوجيا، أستمر أنا في القراءة ببطء، مدركةً أنني بهذا أحترم عمل الكاتب وقوة القصة المستمرة. |