| Söyleyeceğin her şeyi merkezde söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أيّ شئ أنت تحب أَنْ تَقُولَة، يُمْكِنُك أَنْ تَقُولَ في القسم |
| Bayan Bennett, size Karakolda birkaç soru soracağız, o kadar. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام سنطرح عليك بضعة أسئلة في القسم وحسب |
| Hukuk bölümünde çalışmak istediğimi söyledim, olur dedi... | Open Subtitles | راودتني فكرة أني العمل في القسم القانوني |
| Polisteki, bölümdeki ya da Bronx'taki yozlaşmanın üstüne gitmiyorsun. | Open Subtitles | هراء, أنت لا تريد تتبع الفساد المستشري في القسم وفي برونكس |
| O dönemde departmanda bu isimde bir kadın yokmuş. Leela. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي امرأة في القسم تحمل هذا الاسم لايلا |
| - Müthiş. - bölüm Beş'te ne yaptığını da söyle. | Open Subtitles | رائع، اذا قولي لي ما تفعليه هنا في القسم الخامس |
| Burada veya başka bir bölgedeki kıdemli herhangi biri olabilir. | Open Subtitles | أي شخص قديم في القسم أو في أي منطقة أخرى , رسمي أو فيدرالي |
| Bildiğin üzere merkezde hala birkaç arkadaşım var. | Open Subtitles | حسناً كما تعلم مازال لدي بعض الأصدقاء في القسم |
| Harika. Bunların hepsini merkezde açığa kavuşturabilirsin. | Open Subtitles | عظيم, تستطيع ان تلغي الشكوى هناك في القسم |
| merkezde o adam hakkında tahminde bulunduğunda bir şeyler oldu. | Open Subtitles | كان ذلك شيء ما عندما كنا في القسم عندما خمنت أن ذلك الرجل |
| Ve polisler bir saat sonra Karakolda aldılar bu kez oran 0.22. | Open Subtitles | والضابط قام بها ثانيةً في القسم بعد ساعة وكان 0.22 |
| Karakolda komiser olabilirsin ama eve geldiğinde baba olmak zorundasın. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون الرئيس في القسم لكن في المنزل، عليك أن تكون الأب |
| Finans bölümünde çalışmış birisini bir bulabilsek. | Open Subtitles | جوست ليتنا نستطيع جعل أحد ممن يعملون في القسم المالي يتكلم |
| Yoksa bölümdeki herkesin sana korkak tavuk demesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | إلا إذا كنت تريد كل من في القسم يعتقدون أنك جبان. |
| O dönemde departmanda bu isimde bir kadın yokmuş. | Open Subtitles | لم يكن هناك امرأة في القسم تحمل هذا الاسم |
| Buna dayanarak, kanunun 1. bölüm 5. maddesinde belirtildiği üzere ölüm cezası almalı. | Open Subtitles | طبقاً لذلك فهو يجب أن يحصل على عقوبة الموت كما هو مذكور في القسم الاول في الفصل الخامس |
| Yedinci bölgedeki elektrik tellerine temas edilmiştir. | Open Subtitles | حالة تلامس عند السور الكهربائي في القسم السابع |
| NYPD'nin 12. Bölge karakolunun cinayet masasında çalıştım. | Open Subtitles | عاملا مع شرطة نيويورك في حل جرائم القتل في القسم 12 |
| Örgütün bir yayın merkezi var 4. bölgede. | Open Subtitles | تملك المقاومة مركز بث في القسم الرابع من المنطقة |
| Sen atletizm bölümüne ve üniversite hastanesine bağlısın. | Open Subtitles | أنت عضو في القسم الرياضي و في الجامعة و في المشفى |
| Ama o zaman kuzey bloğunda olurdun, değil mi? | Open Subtitles | لكن ذلك يجعلك في القسم الشمالي, أليس كذلك؟ |
| Belli ki senin bölümünden biri sızdırmış. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أن شخص ما في القسم قد سربها, بكل وضوح |
| Departmandaki herkesten çok daha yüksek vaka kapatma oranın var. | Open Subtitles | لديكِ أعلى مُعدّل لحلّ للقضايا من أيّ شخص في القسم. |
| Evet, yüzleşmek istersen polis merkezinde. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، يحتجزونه في القسم إذا ترغبي في مواجهته |
| Ve annemi, Dördüncü sınıfta öğretmenimdi Virginia'da farklı okullarda, Benim ilham kaynağımdı. | TED | و أمي، التي علمتني في القسم الرابع في المدارس المعزولة بفيرجينيا، إنها كانت قدوة لي. |