| İlkbahar döndü, savaş çok yakında tekrar başlayacak. Hala kurtların ulumaları Geceleri duyulabiliyordu. | Open Subtitles | بعد عودة الرّبيع تُستأنف الحرب ولا يزال صوت عويل الذئاب يُسمع في اللّيل |
| Çok kağıt gidiyor. Geceleri çalışmak gerekiyor. | Open Subtitles | العملية تُهدر الكثير من الورق ويجب أن أقوم بذلك في اللّيل |
| Her neyse, bazen Geceleri ev bana kalsın istiyorum. | Open Subtitles | على أيّة حال، في بعض الأحيان أحبّ أن أحضى المنزل لنفسي في اللّيل. |
| Geceleri hırıltılı soluyor sabah uyanmayacağından endişe duyuyorum. | Open Subtitles | إبني فقط في الثالثة .من عمره صوت شهيقه في اللّيل جاهلة إن كان سيستيقظ ..في الصّباح |
| Bu da hem gündüz hem de gece giyilebilecek hoş ve sade bir elbise. | Open Subtitles | هذا فستان جميل، يمكن لبسه في اللّيل والنّهار. |
| Geceleri uyuyamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني النوم في اللّيل |
| Geceleri pek iyi uyuyamıyorum. | Open Subtitles | و لا أنام في اللّيل جيداً |
| Geceleri daha güzel görünüyor tabii. | Open Subtitles | تبدو أفضل في اللّيل |
| Evet, ama Geceleri yatağını sıcak tutmuyor. | Open Subtitles | أجل، ولكن (آلان) لا يجعلكَ دافئاً في اللّيل. |
| Nadiren. Geceleri kişi sayısı azalır. | Open Subtitles | نادراً , نحن نفترق في اللّيل |
| Ben de ziyaret etmiştim. Gerçekten de enteresan bir gece geçirmiştim. | Open Subtitles | لقد قمتُ بزيارتهِ ذاتَ مرّة إنّه مثيرٌ حقّاً في اللّيل |
| Ve eğer şartlar tam tersine olsaydı ve davayı onun elinden sen alsaydın gece bebekler gibi uyurdun. | Open Subtitles | ولو كنتَ تقف في مكانها لكنتَ قد أخذت منها القضيّة، ولنمت في اللّيل قرير العين |
| "Acaba gece bana bir şeyler mi oldu?" | Open Subtitles | أتسائل إن كان قد تمّ تغييري في اللّيل |