| Ertesi sabah, henüz daha Hastanedeyken bir telefon geldi. | TED | وفي صباح اليوم التالي كنت مازلت في المستشفى تلقيت اتصالاً هاتفياً |
| Hastanedeyken çaresizce eve gitmeyi istedim. | TED | حين كنت في المستشفى ، أردت بشدة أن أعود للمنزل. |
| Elisabet, hastanede kalmaya devam etmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | اليزابيت، لا أعتقد أن هناك جدوى من بقاءك هنا في المستشفى |
| Nehrin karsisindaki Hastanedesin. Ama ben oraya gitmeyecegim. | Open Subtitles | أنت في المستشفى المقابلة للنهر و هذا ليس حيث سأذهب |
| Yani ben, susuz kaldığım için Hastanedeyim sen de, sudan korkmana sebep olan bir hastalık yüzünden. | Open Subtitles | اعني , انا في المستشفى بسبب تعرضي لقلة الماء وانتِ هنا بسبب مرض يُسبّب الخوف من الماء |
| Cassandra'nın kaybolduğu sırada o da hastanedeymiş, Spender'ın panik içinde hastalık ekibini aradığını görmüş. | Open Subtitles | هو كان في المستشفى عندما كاساندرا ضاعت. سمع صنع منفق المكالمة الهاتفية إلى سي دي سي. |
| İnsaf et biraz. Yedi ceset, hastanelik üç kişi, yıkılan bir bina. | Open Subtitles | كفاك ، سبع أموات ، ثلاثة في المستشفى ، و تذمر مبنى |
| Saldırıdan sonra, tutuklanmadan önce onu görmek için hastaneye gitmişsiniz. | Open Subtitles | بعد الهجوم وقبل إلقاء القبض عليك ذهبت لرؤيتها في المستشفى. |
| Kazadan sonra Hastanedeyken, seni evlatlık olarak vermem için çok uğraştılar. | Open Subtitles | وبعد الحادث، عندما كنت في المستشفى حاولوا جعلي أدعك تكوني متبناة لكني رفضت |
| Ben Hastanedeyken, hemşire bana, o çok sevdikleri lavmanlardan vermişti. | Open Subtitles | عندما كنت في المستشفى, الممرضة أعطتني واحدة من الحقن الشرجية التي يحبونها جدا |
| Babam Hastanedeyken, çiftlikle annem ve ben ilgilendik. | Open Subtitles | أهتممت وأمي بالمزرعة أثناء وجود أبي في المستشفى |
| Hastanedeyken onu 6 ay boyunca bir kere bile ziyaret etmedin. | Open Subtitles | لم تقومي بزيارته في المستشفى ل 6 أشهر, ولا مرة. |
| Hayır, istediğim bu değil. hastanede yatan bir çocuk ile ilgili. | Open Subtitles | لا, الأمر ليس بشأن ذلك، إنه بخصوص طفل صغير في المستشفى |
| Jill'in babası hastanede ve sen cep telefonuyla mı arıyorsun? | Open Subtitles | والد جيل في المستشفى وتتصلين للسؤال عنه من هاتف محمول؟ |
| Taksi ayağını çiğneyeli iki sene oldu. hastanede bir gece kaldın. | Open Subtitles | مرت سيارة على قدمك منذ عامين وبقيت ليلة واحدة في المستشفى |
| Hastanedesin. Arı seni soktuktan sonra ambulansla buraya getirdiler. | Open Subtitles | في المستشفى, سيارة الإسعاف أحضرتكِ إلى هنا بعد أن لسعتكِ النحلة |
| Sadece bir kaç gündür Hastanedesin. | Open Subtitles | أنت موجود في المستشفى فقط منذ أيام قلية و انا أعدك عندما تخرج |
| Louis? Ben Doktor Pascal. Şuan Hastanedesin, anladın mı? | Open Subtitles | لوي انا دكتور باسكال انت في المستشفى حسناً لوي |
| Evde değilim. Hastanedeyim. | Open Subtitles | إنتظر ، إنتظر ، إنتظر ، أنا لست بالمنزل أنا في المستشفى |
| Bekle, bekle. Evde değilim. Hastanedeyim. | Open Subtitles | إنتظر ، إنتظر ، إنتظر ، أنا لست بالمنزل أنا في المستشفى |
| Annem. Lewiston'daki bir hastanedeymiş. | Open Subtitles | إنه بخصوص أمي، إنها في المستشفى في لويستون. |
| Benim mekânıma ateş ettin ve bir arkadaşım hastanelik oldu. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على مكاني ووضعت صديق لي في المستشفى |
| Arkadaşım Art'ın geçenlerde küçük bir ameliyat olmak için hastaneye yatması gerekiyordu ve özel bir tür olan IV antibiyotiği almak için hastanede iki haftadan fazla yatması gerekti. | TED | أحد أصدقائي، آرت، احتاج مؤخراً للبقاء في المستشفى من أجل عملية صغيرة، وكان عليه البقاء في المستشفى لأكثر من أسبوعين، فقط لأنه احتاج لنوع معين من المضادات الحيوية الوريدية. |
| Ağırlık, boy ve diğer şeyler hastane kayıtlarında bulunur değil mi? | Open Subtitles | الوزن, الطول وكل هذه الأمور موجودة أيضاَ في المستشفى, صحيح ؟ |
| Burada Toronto Eğitim Hastanesinde asistandım bayan Drucker çalışmakta olduğum hastanenin acil servisine getirilmişti. | TED | وكنت مقيما في مستشفى تعليمي هنا في تورونتو عندما أتت السيدة دراكر إلى قسم الطوارئ في المستشفى التي كنت اعمل بها. |
| Bu günün sonuna kadar, hastanedeki herkesin gerçek adını öğreneceğim. | Open Subtitles | تحدي سأعرف الأسماء الحقيقية لكل الأشخاص في المستشفى بنهاية اليوم |