| Eğer yarın biri çiçek göndermek isterse, yarın Ofiste olacağım. | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ في المكتبِ غداً إذا أي شخص يُريدُ إرْسالي زهورَ. |
| Beş yıldır evli... ..ve kocası geç saate kadar Ofiste kalıyor.. | Open Subtitles | السَنَوات المُتَزَوّجة الخمس، وزوجها بَقاء متأخراً في المكتبِ |
| Mutfakta, oturma odasında, yatak odasında ve Ofiste kablo var. | Open Subtitles | في المطبخ، غرفة جلوس، غرفة نوم، ومودم الكابل على الحاسوب في المكتبِ. |
| Oval Ofis'te başkanın koltuğu, diğer koltuklardan birkaç santim daha yüksek. | Open Subtitles | كرسي الرئيسَ أعلى ببوصتين مِنْ بقيّة الكراسي في المكتبِ البيضويِ. |
| Başkanla birlikte Oval Ofis'te. | Open Subtitles | هو في المكتبِ البيضويِ مَع الرئيس. |
| Ya da, bürodayım ve şöyle diyorlar... | Open Subtitles | أَو أَنا في المكتبِ وهم يَقُولون |
| Ama Ofiste bilen tek kişi bendim. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لِماذا هي كانت شديدة السرية لَكنِّي كُنْتُ الشخصَ الوحيدَ في المكتبِ الذي عَرفَ |
| hanım efendi bütün gün Ofiste müşterilerin peşinde koştuktan sonra birde eve gelip pirinç ve baharat kutularının peşinde koşmak istemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | بعد مُطَارَدَة الأهدافِ في المكتبِ طِوال النهار، أنت لا تُريدُ مُطَارَدَة صناديق الرزِّ والكاري في البيت؟ |
| Aslında..Ofiste değil..bir randevu daha yapacağını söyledi | Open Subtitles | حَسناً، في الحقيقة، لَيسَ في المكتبِ. قالتْ بأنّها أرادتْ الإعادة تحديد |
| Ofiste bunu yapmaları için görevli adamlarımız var, efendim. | Open Subtitles | عِنْدَنا رجال في المكتبِ ليقوموا بذلك , سيدتي |
| Evet, Ofiste Klonopin'in ve kadınsı kaşıntı pudrasının yanındaydı. | Open Subtitles | أوه، نعم، هو في المكتبِ بجانب البودرة الخاصة بك |
| Ofiste konferans görüşmem vardı. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا عِنْدي a نداء مؤتمرِ الظهر في المكتبِ. |
| Ofiste dolaşan bir salgın olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ شيءاً إنتِشار في المكتبِ , hmm. |
| Evet, bütün gün Ofiste kalacağım. | Open Subtitles | نعم، l'm إلتصقَ هنا في المكتبِ طِوال النهار. |
| - Ofiste çalışacağım alt katta. | Open Subtitles | - سَأَعْملُ في الطابق السفلي على كتابى الجديد في المكتبِ. |
| Pazartesi Ofiste görüşürüz. | Open Subtitles | سَأَراك في المكتبِ يوم الإثنين |
| Tamam, Oval Ofis'te olacağım. | Open Subtitles | حسنا سَأكُونُ في المكتبِ البيضويِ. |
| Oval Ofis'te yumurtalıklar var! | Open Subtitles | المبايض في المكتبِ البيضويِ! |
| Merhaba. Şu anda bürodayım. | Open Subtitles | مرحباً، أَنا في المكتبِ الآن. |
| Hâlâ bürodayım. | Open Subtitles | ما زالَ في المكتبِ. |