| bu başka bir ülkede yaşayan bir eski eşe sahip olmanın avantajı. | Open Subtitles | تلك هي حسنه وجود زوج سابق يعيش في بلد آخر |
| Senin için yaptığım onca şeyden sonra çocuğumu, başka bir ülkede bana söylemeden mi yetiştirecektin? | Open Subtitles | بعد كل مافعلته من أجلكِ ؟ كنتما ستربيان طفلي في بلد آخر بدون أن تخبروني ؟ |
| Mesela gecenin bir vakti, sevdiğiniz birinin yakalanmış olabileceği bir kanser türü hakkında internet üzerinden başka bir ülkede biriyle konuşabiliyorsunuz. | TED | حول الرعاية الصحية، في وقت متأخر من الليل عند قلقهم بشأن نوع من مرض السرطان قد يكون شخص عزيز عليهم مصابا به، وعندما يتحدثون عبر الإنترنت لشخص يهتمون لأمره كثيراً ويعيش في بلد آخر. |
| Kahvaltıda başka bir ülkede toplantım var. | Open Subtitles | لديّ اجتماع على الفطور في بلد آخر |
| 'başka bir ülkede mahsur kalan 100 binden fazla Hintli ülkesine getirilmişti.' | Open Subtitles | جلبت الهند المنزل، أكثر من 100،000 من مواطنيها ... الذين كانوا عالقين في بلد آخر. |
| Evet, sen başka bir ülkede yaşıyorsun. | Open Subtitles | نعم، تعيش في بلد آخر |
| Yarın başka bir ülkede olacağız. | Open Subtitles | سنكون في بلد آخر غداً. |