ويكيبيديا

    "في حد ذاته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • başlı başına
        
    • kendi başına
        
    • Kendiliğinden
        
    • kendi içinde
        
    • tek başına
        
    • kendi başıma hayır
        
    • olayın kendisi
        
    Seksin başlı başına doğal olduğunu ama seks endüstrisinin onu mekanikleştirip endüstriyelleştirdiğini söyleyen bir kadın. TED تقول إحدى النساء، أن الجنس في حد ذاته شيء طبيعي ولكن صناعة الجنس تفرغه من معناه أو تجعل منه أشبه بسلعة تباع.
    Beni yanlış anlamayın, sonradan tam gelişmiş yazının yaratılmış olması başlı başına etkileyici bir beceri. TED لا تسيئوا فهمي، كان إحداث كتابة متطورة كليا مؤخرا، إنجازا رائعا في حد ذاته.
    Başlangıçta çekindim, çünkü ben hep şiirin kendi başına durabileceğini düşünürüm. TED في البداية رفضت، لأني كنت أفكر دائماً الشعر يمكن أن يكون عملا مميزاً في حد ذاته.
    Daha çok betonun icadı gibidir: Önemli, Pantheon'u inşa etmek için kesinlikle gerekli ve dayanıklı, ancak kendi başına tamamıyla yetersiz. TED إنها أشبه باختراع للخرسانة مهم، ضروري تماماً لبناء البانثيون، ودائمة، ولكن غير كافية تماما في حد ذاته.
    Bu aslında öğrenmenin Kendiliğinden olmadığı, beynin mekanizmasının başlangıçtaki farklılaşmasını güdüleyen önemli değişikliklerin periyodudur. TED هذه فترة تغيير جذري الذي لا يقوم فيها بالتعلم ، في حد ذاته ، ليبدأ التفريق الأولي لجهاز الدّماغ.
    Korelasyon kendi içinde, nedenselliği ortaya koymuyor. TED إن الرابط في حد ذاته ليس دليلاً على السببية
    Belki tek başına yetmez ama... Ama sizin bankanız tüccarların hesaplarını tutuyor. Open Subtitles ليس في حد ذاته ربما، ولكن مصرفك يملك فواتير تجارية مع تجار
    kendi başıma hayır. Open Subtitles ليس في حد ذاته
    Ve olayın kendisi de oldukça taze, şu anki olaylar ve geçmiş arasında, böyle bir alanı nasıl dolduracağımız, böyle bir olayın hikayesini nasıl anlatacağımız, bunlar başarması zor hedeflerdi. TED وفي الحقيقة، الحدث في حد ذاته حديث العهد في مكانٍ ما بين التاريخ و الأحداث الراهنة، و لطالما كان تحدياً كبيراً كيف يمكنكم أن ترقوا إلى فضاء مثل هذا، حدث مثل هذا، فقط لرواية تلك القصة.
    Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu. TED مثلاً، يجب أن ناخذ الجينات في عين الإعتبار، وذلك موضوع آخر في حد ذاته.
    Ama bu büyüklükteki binaları hızlıca gezinmek başlı başına bir mücadele. TED لكن التنقل بسرعة داخل بنايات بهذا الحجم يُشكّل تحديًّا في حد ذاته.
    R burada büyük harfle yazılmıştır. refahın başlı başına bir amaç olduğunu belirmektedir. TED هذه ال A هي A كبيرة وتعني أن الثراء هدف في حد ذاته
    Yalnızca bu bile başlı başına bir üstün zeka örneği değil midir? Open Subtitles وذلك في حد ذاته دليلاً على العبقرية، ألا توافقني؟
    Bizi güvende hissettirmeyen bu probleme nasıl katkı yaptığımızı görebildiğimiz gerçeği ise kendi başına çılgınca. TED والحقيقة التي يمكننا أن نراها هي كيف نساهم في تفاقم المشكلة مما يجعلنا لا نشعر بالأمان هذا يدفع للجنون في حد ذاته
    İlacın kimyasal özellikleri bana çok yabancı bu bile kendi başına tüyler ürpertici. - Bunu konuşmuştuk. Open Subtitles إن خواص العقار الكيميائية مبهمة لي وهذا يعد مفزعاً في حد ذاته
    Bu kendi başına bile zaman çizgisini hayal edilemeyecek şekilde değiştirebilir. Open Subtitles قد يؤدي ذلك في حد ذاته إلى تغيير الجدول الزمني الذي نعرفة
    Sırtından vurma planladığımız gibi olmadı, Kendiliğinden. Open Subtitles إن ديدن أحرزنا عبر مزدوج؛ ر الذهاب كما هو مخطط لها، في حد ذاته.
    Yani, sonuç olarak Kendiliğinden değil. Open Subtitles جدا، وليس في حد ذاته بعد كل شيء.
    Ve beni daha da çok şaşırtan ve takıldığım bir konu da ekranın içindeki dünyanın kendi içinde hiçbir gerçekliğinin olmamasıydı. TED والأمر الذي كان أكثر إدهاشا لي، والذي تعلقت به أكثر، هو أن ذلك العالم داخل الشاشة بدى و كأنه لا يملك حقيقة مادية في حد ذاته.
    Pekala cinsiyet değiştirmeye karar vermek kendi içinde bile çok büyük bir karar bu sebeple, bunu derinlemesine düşünmeyi haftasonuna bırakıp, sonra da bir sonraki adımımızın ne olacağına karar vermeye ne dersiniz, olur mu? Open Subtitles ... حسنًا إتخاذ قرار بتغيير الأجناس هو قرار كبير في حد ذاته
    tek başına silah adamı korkutmuyorsa orası ayrı tabii. Open Subtitles بحالة إذا ما كان المسدس في حد ذاته يخيف رجلاً.
    kendi başıma hayır. Open Subtitles ليس في حد ذاته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد