| Dört gün önce çek hesabına tam 15.000 dolar yatırmış. | Open Subtitles | لقد أودع 15 ألف نقدًا في حسابه منذ أربعة أيام. |
| Evet, efendim. O araştırma fonlarını kendi özel hesabına yönlendirmiş. | Open Subtitles | نعم يا افندم لقد وضع كل الاموال المخصصة للبحث العلمي عليها في حسابه الخاص |
| Ya ölecek ya da hesabına yüklü miktarda para yatırılacaktı. | Open Subtitles | لديه الخيار بأن يقتل او يمكن ان يختار بان يحصل مبلغا كبيرا من المال يودع في حسابه في البنك |
| - Banka hesabında bir yanlışlık olmuş. | Open Subtitles | إنه في البنك . لقد ارتكبوا ثمة خطأ في حسابه |
| ama banka hesabında bir anda 2 milyon dolar beliriverirse... | Open Subtitles | لكن إن أصبح لديه 2 مليون دولار فجأة في حسابه المصرفي |
| Bekle bir dakika. 9 bin dolar her gün nakit olarak bu hesaba yatırılıyor hem de beş yıldır. | Open Subtitles | مهلا ًدقيقة تسعة آلاف دولار، تداع في حسابه كل يوم نقداً، |
| Bekle bir dakika. 9 bin dolar her gün nakit olarak bu hesaba yatırılıyor hem de beş yıldır. | Open Subtitles | مهلا ًدقيقة تسعة آلاف دولار، تداع في حسابه كل يوم نقداً، |
| Biliyorsun, altı aylık bir sürede hesabına nasıl 2 milyon dolar yatırıldığını söylemiştim. | Open Subtitles | هل تتذكر أنني قلت لك أن مليوني دولار تم وضعها في حسابه على فترة ستة أشهر؟ |
| 2 milyon doların onun hesabına altı aylık sürede aktarıldığını söylemiştim ya. | Open Subtitles | هل تذكر أنني قلت لك أن مليوني دولار تم إيداعها في حسابه خلال مدة ستة أشهر؟ |
| Yardıma ihtiyaç duyacağı tek şey banka hesabına olacak olan para akışıdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي سيحتاج دعم فيه التدفق الهائل في حسابه المصرفي. |
| Evet hesabına en fazla 7,000 yatmış. | Open Subtitles | أجل، وأكبر ما وُضع في حسابه كان 7000 دولار. |
| Ayrıca gitmeden bir hafta önce banka hesabına 2,500 dolar çekmiş. | Open Subtitles | و إستقبل أيضا وديعة بـ 2500 دولار في حسابه البكي قبل أسبوع من مغادرته |