| Anlamıyorsun. Çünkü oturmaktan mutlusun. Ufak radyo programını yapıyor, kafana göre yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت سعيد فقط تَجْلسُ على علبتكِ، يَعْملُ معرضُكَ، معيشة في رأسكِ. |
| Çek ellerini üzerimden yoksa kafana sıkarım. | Open Subtitles | إحصلْ على مساعدتِكَ مِنْ منّي. أنا سَأَضِعُ واحد في رأسكِ. |
| Bence aklında bu kadar şeyin olması iyi bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنه شيئ رائع بأن لديكِ الكثير يدور في رأسكِ |
| Başla dediğimde, gözlerinde alevler ve aklında cinayet ile yürü. | Open Subtitles | حين أقول : انطلقي، امشي و النار في عينيكِ و فكرة القتل في رأسكِ. |
| Bak, kafanda bir delik olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أنظري , لقد قلتِ أنه كان هناك ثقب في رأسكِ |
| Evet, Allah göstermesin, biri bu güzel küçük kafanda bir beyin olduğunu düşünebilir. | Open Subtitles | لم يتوقع أحد أن هناك عقلاً في رأسكِ الصغير |
| Başka biriyle mutlu olduğum anda, kafanın içinde çalmaya başlayan bir alarm mı var? | Open Subtitles | أهناك جرس إنذار في رأسكِ ينطلق فيكلّمرةأكونبهاسعيداً.. مع شخص آخر ؟ |
| Sanki kafanın içinde bir takım sesler var asla durmayan çığlıklar çünkü onları daha önce hiç duymamışındır. | Open Subtitles | إنها كصوت في رأسكِ لا يكف عن الصراخ لإن لا أحد يسمعه أبداً |
| Kaçmaya çalışırken kafana yiyeceğin kurşun kadar değil. | Open Subtitles | لن تلفت الإنتباه بقدر رصاصة في رأسكِ إن حاولتِ الفرار |
| Çocuklarından biri ateş ederse, yemin ederim son hamlem kafana bir kurşun sıkmak olur. | Open Subtitles | لو أطلق أولادكِ النار، أقسم أنّ آخر شيءٍ سأفعله هو وضع رصاصة في رأسكِ. |
| Bak bir kez kafana koyduktan sonra seni kötü bir fikirden vazgeçirmeyi hiç başaramadım. | Open Subtitles | أنظري انا لمْ أكُ أبداً قادراً على منعكِ من تنفيذ فكرة سيئة حالما تصبح في رأسكِ |
| aklında birşey var diye düşündüm. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيء يدور في رأسكِ |
| Hepsi senin aklında evlat. | Open Subtitles | هو كُلّة في رأسكِ, سوني |
| Uzaklara gitti ve aklında "Ya olsaydı?" senaryolarının dolaştığına eminim. | Open Subtitles | إنه الشخص الذي غادَر وأنا متاكدة تماما إنه النجم في سنياريوهات ( ماذا لو ) في رأسكِ |
| Bilgisayar yoksa elektronik iz de yoktur. kafanda ne varsa, o. Öyle değil mi? | Open Subtitles | بدون أجهزة حاسوب ، لا آثار إلكترونية فقط ما لديكِ في رأسكِ ، أليس كذلك ؟ |
| Her şeyi kafanda ayarlamış olmalısın, söyle bana. | Open Subtitles | لا بدّ أن يكون كلّ شيء في رأسكِ. أخبريني. |
| Hani şey vardır, kafanda bir fotoğraf. | Open Subtitles | خائف من تلك المُخيلات التي تدور في رأسكِ. |
| Çok sabrettim Dolores ama kafanın içinde dönüp duranlardan vazgeçme vaktin geldi artık, yoksa kafanı kendi ellerimle keseceğim. | Open Subtitles | لقد كنتُ صبورًا جدًا يا دولوريس ولكن حان الوقت لكي تتخلي عمّ يدور في رأسكِ أو سأقطعه بنفسي |
| Bunların hepsini kafanın içinde kuruyorsun. | Open Subtitles | كل الاشياء التي تقلقكِ هي في رأسكِ. |
| - Bu kafanın içinde değil. | Open Subtitles | هذا ليس في رأسكِ |