ويكيبيديا

    "في ساعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • saat içinde
        
    • bir saatte
        
    • saat sonra
        
    • saate
        
    • saatinde
        
    • bir saat
        
    Bir saat içinde tekneye su aldırıp seni denizin dibine gömerler. Open Subtitles أن تملأ الابتعاث وتفريغ لك في ساعة واحدة في قاع البحر.
    Kevin ve Tom'u alıp bir saat içinde buluşma noktasına gel. Open Subtitles احصل على كيفن وتوم وتلبية في بقعة طبيعية في ساعة واحدة.
    Kararların sadece yüzde 12'si bir saat içinde veya daha fazla süre içinde alındı. TED حوالي 12 بالمئة من القرارات فقط يقومون بها في ساعة او اكثر
    Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın gücü ve önemi hakkında benim bir saatte anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor. TED ولقد وجدت أنها وضّحت في 29 ثانية فقط قوّة وأهميّة، وسائل الإعلام المستقلة أكثر ممّا يمكن أن أقوله في ساعة.
    Şu erken bir saatte yatakta olma işine ne oldu? Open Subtitles ماذا حدث لحديثنا عن خلودك إلى النوم في ساعة معقولة؟
    Acele etmeni istemem ama Milan uçağı 1 saat sonra kalkıyor. Open Subtitles أنا لا أريد تعجيلك، لكن الطيران إلى ميلان يتوقّف في ساعة.
    Bir saate büyük bir bahis kazanmaya çalışırsınız. Hepsi bu. Open Subtitles وهدفك هو الفوز برهان واحد كبير في ساعة واحدة..
    Ölüm saatinde, yatağından bir telefon görüşmesi yapıyormuş. Open Subtitles كان في سريره يجري مخابرة في ساعة وقوع الجريمة تماماً
    Önündeki masada 36 tane karıştırılmış iskambil destesi var ve bir saat içinde kendi geliştirdiği ve uzmanlaştığı bir teknikle kağıt sıralamasını ezberlemek üzere. TED وأمامه على مكتبه يوجد 36 أوراق لعب مخلوطة والتي سيحاول حفظها في ساعة واحدة مستخدماً تقنية قام بإختراعها بنفسه والتي لم يتقنها إلا هو
    1972'de, Eddy Merckx bir saat içinde bisiklet sürerek alınan en uzun yol rekorunu 49,431 km ile kırdı. TED في عام 1972، حقق إيدي ميركس الرقم القياسي لأطول مسافة تُقطع بالدراجة في ساعة واحدة عند 30 ميل، 3,774 قدم.
    Bir ya da iki saat içinde odamızı görme şansımız olur umarım. Open Subtitles ربما في ساعة أو ساعتين، لدينا فرصة لرؤية غرفنا
    Eğer bir saat içinde geri dönmezsem, otele kayıt yaptır. Araban var. Open Subtitles إذا لم أعود في ساعة , سجلي اسمك في الفندق , واحصلي على سيارة
    Bir saat içinde tek bir virüs hücreyi ele geçirdi, çoğaldı ve onu öldürdü. Open Subtitles في ساعة واحدة اجتاحها فيروس واحد وتكاثر وقتل الخلايا
    Bir saat içinde geçit vasıtasıyla bu sembollerin temsil ettiği gezegene gideceksiniz. Open Subtitles في ساعة واحدة ستذهبون الى الكوكب عبر البوابة حددت بهذه الرموز
    Bir enzim, bir saatte 1.000 adet kimyasal tepkiyi harekete geçirebilir. TED يستطيع أنزيم واحد تفعيل الآلاف من هذه التفاعلات الكيميائية في ساعة واحدة.
    Mal burda. Değiş tokuşu bir saatte yapabiliriz. Open Subtitles البضاعة موجودة، بإمكاننا عمل المبادلة في ساعة
    Bu işi bir saatte bitirmek için 3 kat fazla adam lazım. Open Subtitles سنحتاج إلى ثلاثة أضعاف ما معنا من الرجال حتى نغطي هذه المسافة في ساعة
    Siler, ekibinin bunu bir saatte halledebileceğini söyledi. Open Subtitles سايلر يقول أن فريقه يمكنه عمل ذلك في ساعة
    Sizlerle bir saat sonra burada yemek için buluşuruz. Open Subtitles عبئه في تلك الخيمة الكبيرة هناك سأقابلكم هنا في ساعة العشاء
    Bir saat sonra, Bethesda'taki Memorial Köprüsü'nde olmanı söylüyor. Open Subtitles يقول يكون في الجسر التذكاري في بيثيسدا في ساعة واحدة.
    Bir saate dönerim. Open Subtitles سأعود إلى التقاط ما يصل اليه في ساعة واحدة.
    Anaheim'e iş çıkış saatinde gitmemek hoş olurdu aslında. Open Subtitles سيكون من اللطف ألا تضطر للقيادة إلى أنهايم في ساعة الزحمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد