| New York'a taşınmış ve bir adamla birlikte Soho'da yaşıyormuş. | Open Subtitles | لقد عادت إلى نيويورك كانت تعيش في سوهو مع أحد الشبان |
| Soho'da vurulmuş zavallı bir adam hakkında. | Open Subtitles | انه بخصوص رجل ما تم اطلاق النار عليه في سوهو |
| Soho'da bir cinayet işlenmiş ve onlarda yurtları teker teker kontrol ediyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانت هناك جريمة قتل في سوهو و كانوا يبحثون في مساكن الطلبة |
| Bronx'un tipik evlerinden, SoHo'daki tavan arası evlere kadar. | Open Subtitles | من المشاريع في برونكس الى الغرف العلوية في سوهو |
| Geçen hafta SoHo'daki çifte cinayette olan biteni gördüm. | Open Subtitles | رأيت ماحدث في حادثة القتل المزدوجة في سوهو الاسبوع الماضي. |
| O gün Hickory Sokağı'na gelen polis Soho'da işlenmiş, cinayeti yurda girebilmek için kullanmıştı. | Open Subtitles | ربما ستأتي الشرطة لتحقق بالأمر مستخدمة الوفاة التي حدثت في سوهو كعذر للزيارة |
| Gracie'nin dükkanında alışveriş yapmak yerine Soho'da alışveriş yapıyor olabilirdim. - Şuna bir bak. | Open Subtitles | لكنت أتسوق في سوهو الآن بدلا من سوق جريسي |
| Soho'da çıplak gösteriler yaptığını duyduk. | Open Subtitles | نحن نُعلمُ بشكل موثوق بأنّك تَعوّدَت عَلى الأداء عاريةَ في سوهو. |
| Bu Soho'da birbirimizle tanışmayı umduğun bar mı? | Open Subtitles | أهو نفس البار في سوهو الذي تمنّيتِ أن نلتقي هناك؟ |
| Soho'da bardan bara gezerken feci yaklaşmıştım. | Open Subtitles | في ذلك الوقت عندما غادرنا الحانه في سوهو كانت اقرب ما حصلت عليه |
| Soho'da İtalya savaşa katıldıktan sonra iyi bir garson bulamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تجد نادلاً محترماً في سوهو منذ إنضمت إيطاليا للحرب |
| 2,300'e Soho'da çatı katı. | Open Subtitles | مبلغ 2.300 لغُرفة في طابق علوي " في " سوهو |
| Bir dostum Soho'da lokanta açtı. | Open Subtitles | لدي صديق سيفتتح مطعم جديد في سوهو |
| Soho'da bildiğim bir satıcı var, seni onunla tanıştırabilirim, | Open Subtitles | "أعرف بائعا في "سوهو و يمكنني أن أعرفك عليه |
| Haydi ama, Soho'da parti sonrası partisi olduğunu duydum. | Open Subtitles | هيا بنا، سمعت عن حفلة بعد الحفلة في "سوهو". |
| Biraz daha durup konuşmak isterdim beyler ama üyelere özel yeni kulübüm Soho'da, Londra'nın Batı Yakası'nın kalbinde açılıyor. | Open Subtitles | أيها السادة, كنت أود أن أبقى هنا وأتكلم أكثر من ذلك ولكن أعضاء ناديي الجديد في "سوهو على وشك الافتتاح قلب لندن الغربية |
| Hayır, hayır. Tablodan bahsediyorum. SoHo'daki galerimde yer almalı. | Open Subtitles | لا، لا، لا، أعني تلك اللوحة، علي أن أحصل على هذه اللوحة من أجل معرضي في "سوهو" |
| SoHo'daki şu yeni sağlık merkezi için hediye çeki. | Open Subtitles | إنها دعوة مجانية لمنتجع صحي في سوهو |
| Sizin gelmenizle, burası SoHo'daki en klas yer olacak. | Open Subtitles | معك هنا، سيكون هذا المكان الأفخر في "سوهو" |
| SoHo'daki çatı katım değil ama Barney'den bir şeyler sipariş ederim. | Open Subtitles | إنها لست شقتي في "سوهو" ، لكن سأطلب بعض الأشياء من بارني عبر الإنترنت |
| Bunları SoHo'daki küçük bir mağazanın vitrininde gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهم من نافذة محل مجوهرات في سوهو |