| 15 yaşımdayken acil müdahale kursuna gittim, sonrasında gönüllü olarak bir ambulansta çalışmaya başladım. | TED | عندما كان عمري 15، أخذت دورة إسعافات أولية وذهبت للتطوع في سيارة إسعاف. |
| İki sene boyunca Kudüs'te bir ambulansta gönüllü olarak hizmet verdim. | TED | لمدة سنتين في القدس تطوعت للعمل في سيارة إسعاف |
| Hareket eden bir ambulansta iliak arteri onardığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك أجريت عملية إصلاح للشريان في سيارة إسعاف |
| bir ambulansta ölmene göz yumarak suçluluk duygunu... | Open Subtitles | لن نقوم بالعفو عن خطأكِ بتركك تموت في سيارة إسعاف لكي... |
| Senin yüzünden bir ambulansla gezmek zorunda kaldım ve biliyorsun ki, beni araba tutar. | Open Subtitles | بسببك حصلت على جولة في سيارة إسعاف وأنت تعرف بأنني أعاني من دوار السيارة. |
| - Bizi bina dışına ambulansla çıkarmışlardı. | Open Subtitles | أخرجنا الخاطفون من المبنى في سيارة إسعاف |
| bir ambulansta ya da bir hastanede değil. | Open Subtitles | وليس في سيارة إسعاف أو في المستشفى |
| Böyle bir ambulansta hem de. | Open Subtitles | في سيارة إسعاف كهذه |
| Meredith ve Alex, otobanın orta yerinde bir ambulansta mahsur. | Open Subtitles | (ميرديث) و(أليكس) محاصران في سيارة إسعاف في منتصف الطريق. |
| Bütün ekipler 32-V koordinatına gidin, hedef beyaz bir ambulansta. | Open Subtitles | لجميع الفرق المُتواجدة على خريطة الشبكة "32 في" ، (تانجو) في سيارة إسعاف بيضاء اللون |
| Gibbs'in bir ambulansla hastaneye getirilmesi iyi olamaz. | Open Subtitles | أن يحضر (غيبس) إلى مشفى في سيارة إسعاف فالأمر ليس جيداً |
| Astrid yanında. ambulansla Boston General'a gidiyorlar. | Open Subtitles | أستريد) برفقتها في سيارة إسعاف إلى مستشفى (بوسطن) |