| Yaklaşık bir saattir Arabamda içeri girmek için cesaret topluyordum. | Open Subtitles | كنت أنتظر في سيارتي لحوالي ساعة أحاول بناء الشجاعة للدخول |
| Arabamda birkaç kutu daha kaldı. Bana yardım etmeyecek misin? | Open Subtitles | إنها كانت تغطي كل صناديقي في سيارتي أستساعدني أم لا؟ |
| Arabamda birkaç kutu daha kaldı. Bana yardım etmeyecek misin? | Open Subtitles | إنها كانت تغطي كل صناديقي في سيارتي أستساعدني أم لا؟ |
| İş gezimden akşam 9.00 gibi döndüm ve arabada birşey unuttuğumu farkettim. | Open Subtitles | عدت من رحلة عمل في التاسعة أخيراً تذكرت شيء نسيت في سيارتي |
| Veya bongu koyduğun bir şey de getiremezsin... Arabama. Tamam. | Open Subtitles | أو أي شيء يوضع بداخلها مستحيل أن تضعه في سيارتي. |
| Bu sabah Arabamda oturmuş söylediklerini düşünüyordum ve merak ediyorum... | Open Subtitles | كنت أجلس في سيارتي هذا الصباح أفكر بما قلته وأتسائل |
| Pekala, hatırla. Elmaslar benim Arabamda tamamlanınca, kendi arabana binip uzaklaşıyorsun. | Open Subtitles | حسنا ،كنت تذكر ،في أقرب وقت مثل الماس في سيارتي ، |
| Arabamda inanılmaz işler becerdiğine şahit oldum. | Open Subtitles | لقد رأيتهُ يفعل أشياء كثيرة في سيارتي لا تصدق |
| Tanrı aşkına, Arabamda onlarca kaset var. | Open Subtitles | حبًا بالله، لديّ العشرات من الأشرطة في سيارتي. |
| Neyse, bakın, olay şu, ben Arabamda prezervatif buldum. | Open Subtitles | على أيّة حال, المشكلة هي أنني وجدت واقٍ في سيارتي |
| Benim Arabamda böyle şeyler yaptığımızda hiçbirimizin tutuklandığını bir kez bile hatırlamıyorum. | Open Subtitles | عندما كنّا في سيارتي ، وانا اادير العرض انا لا اذكر اننا اعتقلنا جميعاً |
| Çantanı Arabamda bırakman benim hatam mı? | Open Subtitles | إذن أنا المخطئ أنكٍ نسيتٍ حقيبتك في سيارتي ؟ لا |
| O küçük serseri şu anda Arabamda ve ölü. | Open Subtitles | الطفل الصغير ميت وهو موجود الآن في سيارتي |
| Hayır, yapmadın. Bunu Arabamda yapmadın. | Open Subtitles | كلا لم تفعل, لم تضاجعها في سيارتي, أم فعلت؟ |
| Kasetim bitti. Sorun değil, Arabamda fazla kasetler var. | Open Subtitles | تباً، لقد انتهى الشريط، لا يهم لدي بعض الأشرطة الإضافية في سيارتي |
| Gideceğim yere bugün için verilmiş bir sözüm var, ve bu arabada oturacağım anlamına geliyorsa, peki. | Open Subtitles | إن كان هذا يعني أن اجلس في سيارتي ، فلا بأس ولكنني لن أقوم بإلغاء ذلك من أجل لعب الجولف او |
| Kahretsin, şekeri arabada bıraktım galiba. Hemen dönerim. | Open Subtitles | اصمت , أعتقد أنني نسيت الحليب في سيارتي سأعود حالاً |
| Bir tane almalıyım. Birisi Arabama takip cihazı koyarsa faydalı olabilir. | TED | يتوجب علي الحصول على واحده . ربما تكون مفيدة إذا وضع أحدهم جهاز تتبع في سيارتي الخاصه. |
| Bir sürü güzel kıyafet al. Arabama koyarız. | Open Subtitles | إحْزِمِي الكثير من الملابس الجميلة، بما أننا يُـمكننا أن نضعها في سيارتي |
| Kiraladığım arabaya işeyene kadar eğlenceli bir geceydi. | Open Subtitles | كانت ليلة مرحة، إلى أن تبوّل في سيارتي المستأجرة |
| Escalade's, şirket arabam. | Open Subtitles | إسكاليد في سيارتي الشركة. - من يدفع ذلك؟ |
| Geçen sefer arabamı berbat etmiştin, arabayı yıkamam 3-4 saatimi aldı. | Open Subtitles | لقد تقيأت في سيارتي الاسبوع الماضي واستفرقتني حوالي 4 ساعات لتنظيفها |
| Ve tıpkı dediğim gibi, bir saat bile geçmeden... herifler benim arabayla çıkageliyor, tamam mı? | Open Subtitles | و قد ظهرت كما قلت و لم تمض ساعة بعد و أتى هؤلاء الزنوج في سيارتي فظهرنا أمامهم و في لحظات |
| O arabamdaydı beni kaçırmaya çalıştı. | Open Subtitles | بلى ، كان في سيارتي منذ برهة قصيرة وحاول خطفي |
| Oğlum yeteneklerimi kaybettiğimi düşünüyor olabilir arabamın içinde kontrol halen bende! | Open Subtitles | ربما يظن ابني البار أني ... أفقد إمكانياتي لكني لا أزال أتحكم بما يحدث في سيارتي |