| ...onları ayrı odalarda tutup yine de aynı odada olduklarına inandıracağız? | Open Subtitles | فكيف نبقيهما في غرفتين منفصلتين ونجعلهما يعتقدان أنهما في غرفة واحدة؟ |
| Aslında, farklı odalarda çalışabilirsiniz... | Open Subtitles | في الحقيقة أعتقد أنه بإمكانكم أن تدرسوا في غرفتين منفصلتين |
| Bir kulübe yaşadım, hepimiz iki odada sıkıştık | Open Subtitles | عشت في كوخ، حيث تكدسنا جميعًا في غرفتين. |
| Beşimiz, iki odada yaşıyoruz. | Open Subtitles | أنت تعرف، خمسة منا عاش في غرفتين. |
| Bizim evde üç nesil iki odaya tıkılıp kalmış. İç savaşı andırıyor. | Open Subtitles | ،بيتنا يضم ثلاثة أجيال في غرفتين إنه أشبه بالحرب الأهلية |
| Bizim evde üç nesil iki odaya tıkılıp kalmış. İç savaşı andırıyor. | Open Subtitles | ،بيتنا يضم ثلاثة أجيال في غرفتين إنه أشبه بالحرب الأهلية |
| Onu bizim işimize yaradığı tek yerden göndermemi ve Jersey'de kahrolası Özgürlük Anıtı manzaralı iki odalı bir daireye yerleştirmemi mi söylüyorsun? | Open Subtitles | ونضعه في غرفتين نوم في "جيرسي" ليطّل على برج الحرية؟ |
| Biz değil. Farklı odalarda uyumaya bile ses çıkarmıyor. | Open Subtitles | ليس نحن، حتى أنه لا يمانع في النوم في غرفتين منفصلتين |
| Niçin ayrı odalarda kalıyoruz. | Open Subtitles | لماذا نبقى في غرفتين منفصلتين ؟ |
| Ayrı odalarda olmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | - أليس من المفروض أن نكون في غرفتين منفصلتين؟ |
| Siz ve Charles ayrı odalarda yatıyormuşsunuz. | Open Subtitles | أنت و تشارلز تنامان في غرفتين منفصلتين |
| Bu gece farklı odalarda kalacağız yarın gece de balayı odasında. | Open Subtitles | و(بليسي). الليلة سنكون في غرفتين منفصلتين. وبعدها في ليلة الغد سيكون جناح شهر العسل. |
| Onların farklı odalarda yattıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | الأمور سيّئة لـ (دونا). -لا أصدّقُ أنّهم ينامون في غرفتين منفصلتين . -أجل، أعلم ذلك . |
| iki odada 12 model var. | Open Subtitles | هي 12 نموذجُ في غرفتين. |
| İki odada beş kızla birlikte kalmıştık. | Open Subtitles | وعشت مع خمس فتيات في غرفتين |
| Altı kişi, iki odalı bir ev. | Open Subtitles | ستة أطفال في غرفتين. |
| Mandy'le, Chatsworth'te tek odalı bir evde yaşayabilir, ve mutlu olabilirim. | Open Subtitles | يمكنني العيش مع (ماندي) في غرفتين مزريتين وأكون سعيد |