| Onun o sıkıcı ağzına aletimi sokmak yerine kibarca onu reddettiğim için mi? | Open Subtitles | لمحاولتي التخلي عنها بلطف بدلا من وضع رأس قضيبي في فمها الممل الغبي؟ |
| Bence onun ağzına bi yumruk patlatmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي عليك أن تضع قبضتك في فمها. |
| Açıkçası kalışı boyunca eğlendi desem yalan olur hele ki ağzına bir el bezi tıkıp, bantla tutturmuşken. | Open Subtitles | اجل لا اقول اني سعدت ببقائها لكنني غسلت الثياب بوضعها في فمها |
| Evet, çünkü erkek arkadaşının dili ağzında olmadan 10 dakika vakit geçiremiyor. | Open Subtitles | أجل، لأنّها لا تستطيع إمضاء عشر دقائق بدون لسان صديقها في فمها. |
| Nişanlının, penisi onun ağzında gezinen biriyle yemeğe çıkmasına izin mi veriyorsun? | Open Subtitles | أتدع خطيبتك تخرج مع رجل قد كان قضيبه في فمها في مرة ما؟ |
| Onunla konuşmana izin verirdim ama ağzında şu... şey var. | Open Subtitles | أود أن تتيح لك التحدث إليها في الوقت الراهن، ولكن انها حصلت على هذا الشيء في فمها. |
| Arada mayonezi ağzına püskürtüp ardından yumurtayı böyle ağzına alıp şu şekil oluyor... | Open Subtitles | هذا لطيف للغايه, أحياناً تأخذ علبة صغيرة من المايونيز و تضعها في فمها ثم تأخذ بيضة و تأكلها هكذا |
| Afyonu ağzına koyup yutuşunu izle. | Open Subtitles | راقبيها وهي تضعه في فمها وراقبيها وهي تبلعه |
| Belki ona, kaltak, fahişe gibi hakaretlerde yağdırırım ve sonra onu, ağzına penisimi sokup becereceğim. | Open Subtitles | وربما اناديها بعاهرة او فاسقة , ثم ابدأ في مجامعتها بقسوة في فمها واجعله مسدودا واشياء |
| Evliliğimizle ilgili konuşacakken. Karım ağzına jilet koyar... sonrada onu benim ağzıma verirdi. | Open Subtitles | زوجتي كانت ستضع موس حلاقة في فمها واعطاني اياها حين تبادلنا القبل خلال الزيارة الزوجية |
| Ben de senin yerinde, tüm elini ağzına sokabilen bir keno garsonu, otursun isterdim, ama sen varsın. | Open Subtitles | وأنا أود أن تكون نادلة في ناد للقمار تستطيع وضع يدها بأكملها في فمها لكن ها أنت جالس هناك |
| Penisini ağzına sokmayı teklif ediyor sana kız, Parlamento'da soru sormayı değil. | Open Subtitles | ,إنها تعرض عليك وضع قضيبك في فمها و ليس دفعك لطرح إستجوابات في البرلمان |
| Müthişti dostum, ağzına işedim. | Open Subtitles | لقد كانت رائعة, يا صاح لقد تبولت في فمها تماما |
| Benimle yatmak aletimi ağzında veya dudaklarında istiyor. | Open Subtitles | وهي تريد من قضيبي ان يدخل في فمها ويحوم حوله |
| Başının arkasında travma ve ağzında köpük izleri var. | Open Subtitles | تلقت ضربة على مؤخرة رأسها وهناك أثر لرغوة في فمها |
| ağzında sik varken benzediğine eminim. | Open Subtitles | أراهن أنها قد بدت كذلك عندما وضع قضيبه في فمها |
| 28 yaşında bir kadının ağzında ve yemek borusunda mantar enfeksiyonu sebebiyle yanığa benzer yaralar çıkıyor. | Open Subtitles | امرآة عمرها 28 عاما جاءت مع جروح تشبه الحروق في فمها ومريئها من عدوى فطرية |
| Güzel asistanıma dudaktan bir öpücük vereceğim ve kugel ağzında olacak. | Open Subtitles | انا الآن سوف اعطي مساعدتي الجميله قبله على الفم واجعل الكوجل تظهر في فمها |
| Parmakları ağzında öyle beklemiş. | Open Subtitles | إنه كان يقف فوقها واضعاً أصابعه في فمها. |
| Diş telleri sıkıImazsa, ağzında metalden farksız olacak. | Open Subtitles | اذا لم يتم تضييق تقويم أسنانها سيصبحون مجرد معدن في فمها |