| Bütün yılı İngiltere'de yatılı okulda geçirdim. | Open Subtitles | لقد امضيت السنة بأكملها في مدرسة داخلية في انكلترا |
| Willie Weathers iyi bir yatılı okulda tam futbol bursu aldı. 88. | Open Subtitles | ويلي ويذر حصل على منحة للعب كرة القدم في مدرسة داخلية. |
| yatılı okulda daha güvenli olacaktı. | Open Subtitles | أن أنه سيكون أكثر أمانا في مدرسة داخلية. |
| Annem küçük kız kardeşimi yatılı okula sepetledi, oh, ve sevgilim bütün yazı bir başka kızla geçirdi, onun çocuğunu hamile ya da değil, | Open Subtitles | أمّي وضعت أختي في مدرسة داخلية وخليلي قضّى الصيف مع فتاة ربما كانت حبلى بطفله أو ربما لا |
| yatılı okula bile gitmemem gerekiyordu aslında. Babam beni oraya sırf senin yüzünden gönderdi. | Open Subtitles | لا يفترض أن أكون في مدرسة داخلية على أيّ حال السبب الوحيد الذي جعل أبي يرسلني كان أنتِ |
| Onu yatılı bir okula kapattığını ve onu bir daha görmediğini düşünüyorduk. | Open Subtitles | معتبراً انه حبسها حتى في مدرسة داخلية |
| Erkek kardeşim yatılı okulda o yüzden ekstra bir yatak var. | Open Subtitles | أخي في مدرسة داخلية, لذا يوجد هناك سرير إضافي |
| 15 yaşındayken İsviçre'de yatılı okulda olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنكِ كنتِ في مدرسة داخلية في سويسرا عندما كنتي في سن 15. |
| Erkek kardeşim yatılı okulda o yüzden ekstra bir yatak var. | Open Subtitles | أخي في مدرسة داخلية, لذا يوجد هناك سرير إضافي |
| yatılı okulda boks yapmayı öğrenmiştim. | Open Subtitles | تعلّمت الملاكمة في مدرسة داخلية. |
| Şimdi baban gitti ve Kaitlin yatılı okulda, aileden bir tek ikimiz kaldık ve birbirimize destek olsak çok akıllıca olur. | Open Subtitles | الآن بأن ما تتمتعون به والده وذهب Kaitlin في مدرسة داخلية ، انها مثل نحن جميعا وهذا يترك للأسرة ومعنى ذلك فقط علينا أن تتكئ على بعضها البعض. |
| - yatılı okulda. | Open Subtitles | ــ في مدرسة داخلية |
| On altı yaşımda iken... yatılı okulda idim. | Open Subtitles | حسنا , كنت 16 , وكنت في مدرسة داخلية . |
| Dr. Arthur Strauss, Joe'nun New Hampshire'da gittiği yatılı okulda danışmanlık yapıyordu. | Open Subtitles | الدكتور (آرثر شتراوس). وكان مستشار في مدرسة داخلية أن (جو) ذهب إلى في. |
| - yatılı okulda. | Open Subtitles | في مدرسة داخلية. |
| - Annem öldüğünde, beni yatılı okula yazdıran bir adamdın. | Open Subtitles | الذي تركني في مدرسة داخلية عندما توفيت والدتي |
| Ben de yatılı okula gittim, Virginia. | Open Subtitles | أنا درست في مدرسة داخلية يا فرجينيا. |
| Biri de işi yüzünden seyahat etmek zorunda olduğundan küçük Natalie'yi yatılı okula vermek zorundaymış. | Open Subtitles | و واحدة لديها ابنتها الصغيرة (نتالي) في مدرسة داخلية لأن عليها السفر من أجل العمل؟ |
| Biri de işi yüzünden seyahat etmek zorunda olduğundan küçük Natalie'yi yatılı okula vermek zorundaymış. | Open Subtitles | و واحدة لديها ابنتها الصغيرة (نتالي) في مدرسة داخلية لأن عليها السفر من أجل العمل؟ |
| Beni ve balığım Sammy'i yatılı okula bırakmaya karar verdi. | Open Subtitles | قررت أن تزج بي أنا (و سمكتي الذهبية (سامي في مدرسة داخلية |
| Beni ve balığım Sammy'yi yatılı bir okula postalamaya karar verdi. | Open Subtitles | قررت أن تزج بي أنا (و سمكتي الذهبية (سامي في مدرسة داخلية |