| Ama Eski Mısır'da yüzme ve güreş gibi balık tutmaya da ödül verilirdi. | Open Subtitles | لكن الأحداث الرياضية في مصر القديمة تشمل صيد الأسماك كذلك السباحة و المصارعة |
| Kendini Eski Mısır'da bulmadığına şükret. Şış! Geliyorlar. | Open Subtitles | انت محظوظ لانك لن تنتهى لتجد نفسك في مصر القديمة |
| Hayır, bir isyan oldu, Eski Mısır'da bir ayaklanma ... | Open Subtitles | لا، كان هناك متمردون انتفاضة في مصر القديمة |
| Siyam kedisi Eski Mısır'da asaletin sembolüdür. | Open Subtitles | إن القطة السيامية رمز طبقة النبلاء في مصر القديمة |
| En eski Afrika tarakları Antik Mısır ve Sudan'da bulunuyor. Yani piramit inşa ederken tarak da yapıyorlarmış. | TED | عُثر على أقدم أمشاط الشعر الأفريقي في مصر القديمة والسودان. كانوا يبنون الأهرامات ويصنعون الأمشاط. |
| Antik Mısır'da kendine ait hiyeroglifisi var. | Open Subtitles | في مصر القديمة كان لها رمزها الخاص |
| Biliyorsun, Eski Mısır'da firavunlar kendi köle merkezlerini İsrailoğullarına yaptırırdı. | Open Subtitles | انتتعلم, في مصر القديمة الفراعنة كانو يجعلون الاسرائليين يبنون مهجع العبيد الخص بهم |
| Eski Mısır'da bira içildiğini biliyormuydunuz! | Open Subtitles | أتعرف أن لديهم جعة بيرة في مصر القديمة |
| - Eski Mısır'da tanıdığım bir çift vardı... | Open Subtitles | ذات مرة عرفت زوجين في مصر القديمة |
| Eski Mısır'da köylülerin kahvaltıda bira içtiklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أن في (مصر) القديمة الفلاحين شربوا البيرة على الفطور؟ |
| - Antik Mısır'da, Yeryüzü Tanrısı'yla... | Open Subtitles | في مصر القديمة ذكروا أن إله الأرض |
| O Antik Mısır'daki en ünlü tıbbi uzman. | Open Subtitles | أعظم خبير طبي في مصر القديمة |