| Bir süredir sana karşı hislerim vardı ve seni Bu elbisenin içinde gördüm. | Open Subtitles | كنت اشعر بهذا لمدة و عندما رايتك في هذا الفستان |
| Bu elbisenin içinde harika görünüyorsun, | Open Subtitles | تبدين جميلة جداً في هذا الفستان |
| Ah tanrım, Michael, bu elbiseyle, Bowie'den çok daha tatlısın! | Open Subtitles | يا الهي , مايكل , في هذا . الفستان انت اجمل من بووي |
| Bu elbise ile çok güzel görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدين رائعة في هذا الفستان الجديد |
| Kızım, cidden, O elbisenin içinde tam bir döküntü gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | يا فتاة،حقاً،أنتِ تشبهين الهراء في هذا الفستان. |
| Ve bana bu elbisede berbat görünmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | في صورة عيد الميلاد هذه، وأخبريني أنكِ لم تكوني ستبدين سيئة في هذا الفستان. |
| Bu elbiseye çok fazla yorum aldım! | Open Subtitles | حصلت على الكثير من التعليقات في هذا الفستان |
| Bu elbisenin içinde nefes alamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التنفس في هذا الفستان |
| Ne yani Bu elbisenin içinde şişman mı gözüküyorum? | Open Subtitles | أبدو سمينة في هذا الفستان ؟ |
| Benim güzeller güzeli Sophie'im seni Bu elbisenin içinde görmek kalp ritmimi yükseltiyor. | Open Subtitles | يا إلهي ، (صوفي)، رؤيتك في هذا الفستان يجعل دقات قلبي تتسارع. |
| Bu elbisenin içinde senden daha iyi görünüyorum! | Open Subtitles | ابدو في هذا الفستان افضل منكِ |
| Seni bu elbiseyle görmek istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد رؤيتكِ في هذا الفستان. |
| Kalçaların bu elbiseyle harika görünüyor. | Open Subtitles | ان مؤخرتك تبدو مذهله في هذا الفستان |
| bu elbiseyle şişman gözükmüyorsun. | Open Subtitles | في هذا الفستان لا تبدين سمينة |
| Bu elbise ile bana uzata uzata "yavru" denilmişti. | Open Subtitles | حصلت مرتين على كلمة " تباً " في هذا الفستان |
| Eğer beni baloda O elbisenin içinde görürse içine oturur. | Open Subtitles | اذا راني في هذا الفستان في الحفلة هو يستطيع ان يذهب للجحيم |
| - O elbisenin içinde çok güzel görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدين رائعة حقاً في هذا الفستان. |
| Victoria O elbisenin içinde bir Davis gibi göründüğümü söylüyor. | Open Subtitles | إنها... (فكتوريا) التي قالت، أنني أظهر كـ(ديفيس) في هذا الفستان. |
| Harika görünüyorsun bu elbisede. | Open Subtitles | -أظن هذا بسبب روعتك في هذا الفستان |
| Bu elbiseye uyacak başka birini tanımıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفكّر بأيّ شخص آخر يُمكن أن يتلاءم في هذا الفستان. |