| İlk olarak Bu listedeki en önemli şeye bakalım. | TED | لننظر إلى أهم الأشياء في هذه القائمة أولا. |
| Cesetlerin üzerinde bulduğumuz numaralar ile Bu listedeki numaralar uyuşuyor. | Open Subtitles | على الجثث التي تدل ترتيب الرقم في هذه القائمة |
| -Yani Bu listedeki herkes orda mıydı ? | Open Subtitles | هل تظن أن الجميع في هذه القائمة,كانوا هناك. |
| Bu listede bir sürü kitap var. George Clooney'in okuduğu, kasede çekilmiş olanı var mı? | Open Subtitles | هناك الكثير من الكتب في هذه القائمة هل تأتي علي هيئة شرائط كاسيت مقرؤة بصوت جورج كلوني |
| Sanırım görmek istediğimiz muhbir Bu listede yok. | Open Subtitles | أعتقد المخبر الذي نريد ليس في هذه القائمة. |
| Bu listede birçok cinsel içerikli madde var. | Open Subtitles | هناك الكثير من البنود الجنسية في هذه القائمة. |
| Bu menüde içinde ıstakoz olmayan bir şey var mı? | Open Subtitles | ألا يُوجد شيء في هذه القائمة لا يحتوي على سلطعون فيه؟ |
| Bu listedeki kişileri bulmamıza ve paralarını iade etmemize yardım edebileceğinizi düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه بإمكانك مساعدتنا لإيجاد الأسماء في هذه القائمة ؟ ومساعدتهم لإستعادة اموالهم ؟ |
| Bu listedeki her şeyi alman lazım. | Open Subtitles | ولهذا أنت بحاجة للحصول على كل شيء في هذه القائمة |
| Bu listedeki ameliyatları sadece bu kutuda olanlarla yapabiliyor olmamız gerek. | Open Subtitles | لذا ... نحتاج القدرة على تنفيذ العمليات الموجودة في هذه القائمة |
| Kişisel kanaatime göre, Bu listedeki isimlerden birini başka bir isimle değiştirecek. | Open Subtitles | اعتقادي أنه سيستبدل أحد الأسماء في هذه القائمة بآخر |
| Philip, Bu listedeki herkesin sabahki başlangıç seminerine katıldığından emin olur musun? | Open Subtitles | فليب,هل تتاكد ان كل شخص في هذه القائمة يحظر انطق الاستعارض هذا الصباح؟ |
| Asıl ilginç olan şey, hiç görüşmediğini iddia ettiği Marwan'ın Bu listedeki herkesle bağlantılı oluğunu. | Open Subtitles | ولكن المثير أن (مروان) هذا الذي تدعي أنها لم تقابله ابداً له صلة بكل من في هذه القائمة |
| Bed Bath Beyond'a gidip Bu listedeki her şeyi almanızı istiyorum. | Open Subtitles | وأريدكم أن تذهبوا لمتجر (بيد باث اند بيوند) وتشتروا كل شيء في هذه القائمة |
| Bu listedeki biri bir şeyler biliyor olmalı. | Open Subtitles | شخص في هذه القائمة يعرف شيئاً |
| Malzeme işini sen halledeceksin. Bu listede yazan ne varsa bul, getir. | Open Subtitles | احضري لي المعدات الموجودة في هذه القائمة |
| Ama Uvo, zincir kullanıcısının Bu listede olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | ولكن قالَ أوفو بأنَّ مُستخدمَ الجنازير لم يكن في هذه القائمة |
| Enver El-Avlaki Bu adı biliyordum. Fakat adını burada Bu listede gördüğüme inanamıyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف الاسم، لكنني لم أصدق رؤيته هنا في هذه القائمة. |
| Bu listede bulunan herkes Jorge Vega'nın yürüttüğü uyuşturucu zincirinin parçası. | Open Subtitles | كل شخص في هذه القائمة متورط في عصابة توزيع المخدرات التي يديرها خورخي فيغا |
| Bu listede ilginç isimler var. | Open Subtitles | هناك اسماء مهمة في هذه القائمة. |
| - Çünkü Bu menüde gerçek bir yemek yok. | Open Subtitles | لأنه لا يوحدُ طعامٌ حقيقي في هذه القائمة |