| bu çok özel güne katıldığınız için, hepinize teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشكركم جميعاً على حضوركم في هذه المناسبة الخاصة جداً |
| Ve dediklieri şey bu bir fırsat rakiplerimizin yeni teknoljiler için yeni binalar inşa etmek zorunda kalacaklar. | TED | وما يقولوه هؤلاء في هذه المناسبة هو أن على منافسينا تشييد مبان جديدة من أجل التكنولوجيا الجديدة. |
| Ve savaştaki liderimiz olarak, bu harika etkinlikte... | Open Subtitles | و أن نعرف أن قائدنا في الحرب معنا مرة أخرى في في هذه المناسبة الرائعة |
| bu özel günde burada olduğunuz için hepinize teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أشكركم جميعاً لوجودكم هنا في هذه المناسبة الخاصة |
| Ben de umuyordum, umuyorum ki, seni bu özel günde basına ve halka takdim edebilirim. | Open Subtitles | تمنيــ .. أتمنى أن أستطيع تقديمك للصحافة وللشعب في هذه المناسبة |
| Ben de umuyordum, umuyorum ki, seni bu özel günde basına ve halka takdim edebilirim. | Open Subtitles | تمنيــ .. أتمنى أن أستطيع تقديمك للصحافة وللشعب في هذه المناسبة |
| bu tarihi gecede takdire şayan bir takım olan Wiley Üniversitesi'nin değerli öğrencilerini ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. | Open Subtitles | في هذه المناسبة التاريخية, نرحب بالفريق المميز من جامعة وايلي |
| bu partiyi de hem doğum gününü hem de Pakistan'dan gelen kuzeniyle evliliğini kutlamak için yaptık! | Open Subtitles | لذا فقد اجتمعنا في هذه المناسبة لنحتفل بعيد ميلاده |
| Seni bu özel günde rahatsız ettiğim için üzgünüm ama elimde acele sana vermem gereken bir bilgi bar. | Open Subtitles | آسف لمضايقتكم في هذه المناسبة لكني أحمل بعض المعلومات ربما لا يحتمل انتظارها |
| Annenizle ben çok mutluyuz, çünkü ailemiz ve dostlarımız bizi bu özel günde yalnız bırakmadı. | Open Subtitles | وانضم إلينا الكثير من الأصدقاء والعائلات في هذه المناسبة الخاصة |
| Beyler bu müstesna hayırlı iş için Calais'e hoş geldiniz diyoruz. | Open Subtitles | أيها السادة ، نحن نرحب بكم في كاليه في هذه المناسبة الميمونة |
| Yani bu konuda haklı olduğumu kabul ettiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل هذا يعني، أنك تعترف أنه في هذه المناسبة كنت انا بالفعل محق |
| Sayın delegeler ve seçkin misafirlerimiz izin verirseniz Birleşmiş Milletler adına bu önemli umut ve barış ortamına hoş geldiniz diyorum. | Open Subtitles | حضرات المندوبين الكرام والضيوف الأفاضل، بالنيابة عن الأمم المتحدة اسمحوا لي أن أرحب بكم في هذه المناسبة العظيمة عن الأمل والسلام |
| ..bu kurban bayramı . | Open Subtitles | .. في هذه المناسبة الميمونة عيد المسلمين. |
| bu çok mutlu günde içkileriniz benden. | Open Subtitles | في هذه المناسبة السعيدة سيكون الشراب على حسابي |
| Kar, büyük oranda bölgesel ve bu durumda doğal olarak yağmıyor. | Open Subtitles | إن الثلج متمركز إلى حدٍ كبير في هذه المناسبة لا يَحدث هذا طبيعياً |
| bu kutsal görev üstüne konuşmak isteyen var mı? | Open Subtitles | هل يرغب أي أحد في قول شيء، في هذه المناسبة المباركة؟ |
| bu sevinçli olaya iştirak ettiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | أشكركم جميعا لوجودكم هنا في هذه المناسبة السعيدة |
| bu mutlu günümüze iştirak ettiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | شكراً جميعا لتواجدكم هنا في هذه المناسبة السعيدة |
| bu sevinçli olaya iştirak ettiğiniz için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | أشكركم جميعا لوجودكم هنا في هذه المناسبة السعيدة |