| Bakın, böyle bir tekneyle iki gün içinde körfeze varabilirim. | Open Subtitles | أتعلمون , بقارب كهذا أستطيع الوصول الى الخليج في يومين |
| Bu, iki gün içinde biyografi yazmakla ilgili aldığım ikinci teklif. | Open Subtitles | هذا هو ثاني طلب في يومين يصلني حول كتابة سيرة ذاتية. |
| İki günde birbirlerine 50 km mesafede iki şüpheli ölüm. | Open Subtitles | موتان مثيران للريبة في يومين يبعدان 50 كيلومتر عن بعضهما. |
| Şehirlerdeki insanlar sifonu bir çekişlerinde kırsal kesimlerde yaşayan insanların iki günde alamadığı suyu harcıyorlar. | TED | أخبرني أن الناس في المدن بسحب المرحاض مرة واحدة يستهلكون من الماء مالا يحصل عليه الناس في المناطق الريفية في يومين. |
| İki gündür telefona çıkmıyor. | Open Subtitles | روجر، وقالت انها لم أجاب على الهاتف في يومين. |
| Bu sabah, zavallı bir mektup yerine... iki gün sonra senin geleceğini düşündüm. | Open Subtitles | في يومين ستكون هنا، ليس رسالة بل أنت دعنا ننسى اختلافاتنا، لقد ذهبت |
| İnanması güç ama iki günde iki kez kurtarıldım. | Open Subtitles | مع أنه يصعب التصديق بذلك، تم إنقاذي مرتين في يومين. |
| Başkan kimse işte, iki gün içinde ticaret konferansı için burada olacakmış. | Open Subtitles | الرئيس أيًا يكن اسمه والذي سيصل في يومين لمؤتمر تحاري ستقومون بتفقد |
| Güneş kreminizi size iki gün içinde getiren şirket olan Amazon Prime'ı izliyorsunuz. | Open Subtitles | ،أنتم تشاهدون الآن باقة أمازون الشبكة التي أحضرت لك واقي الشمس في يومين |
| Aynı gün dünyaya uzaylılar geliyor ve iki gün içinde dünyayı yok edeceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يهبط نفس الأجانب النهاري على الأرض ويقول بأنهم سيفجرونه في يومين. |
| Çölde araçsız kaldığını iki gün içinde geleceğini söylemiş. | Open Subtitles | قال هو لصق في الصحراء، لكن سيكون هناك في يومين. |
| Amirlerim iki gün içinde Washington'dan gelecek. | Open Subtitles | رؤسائي يطيرون في من دي. سي . ، في يومين. |
| Majesteleri önce Boxerlar'ın yabancıları iki günde yok edeceklerini söylediler. | Open Subtitles | أولا قالوا الملاكمون سيدمر الأجانب في يومين التالي أنه لا يوجد جيش أجنبي يمكنها حتى الاقتراب من المدينة |
| İnsanlar aşıkken iki günde dünyanın öteki ucuna gidebilirler. | Open Subtitles | العشّاق يمكنهم الذهاب لأي مكان بالأرض في يومين |
| O zaman belki bu evi iki haftada değil iki günde terk edebilirsin. | Open Subtitles | بعد كدة اتْركُ هذا البيتِ في يومين بدلاً مِنْ إسبوعين. |
| Beni dinler ve cihazlarımı kullanırsanız iki günde yakalarsınız. | Open Subtitles | اسمعني وإستعملْ أجهزتَي، يُمْكِنُ أَنْ تَأْسرَه في يومين. لا لا لا لا الا لا لا |
| İki gündür hiç bir şey yemedi. | Open Subtitles | لم تأكل شيئاً في يومين |
| İki gün sonra bir müşteriyi karşılamak için Arizona'da olmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أكون في ولاية اريزونا في يومين لعميل جديد لقاء و تحية. |
| İki günde iki kıyıda iki cinayet. | Open Subtitles | مقتل اثنين على اثنين من السواحل في يومين |
| - İki gün içinde gidiyorum. - İki gün mü? | Open Subtitles | أنا مغادرة في يومين - يومين ؟ |
| Karın da bir orospu!" Birkaç güne yakandan düşer. | Open Subtitles | سينتهي الأمر في يومين |
| Pekala, tam olarak nasıl olacak bilmiyorum ama iki gün içerisinde sırrımız ortaya çıkacak. | Open Subtitles | حسناً ، ليس لدي كل التفاصيل لكن في يومين سرّنا سوف يصبح في خطر |