Belki de bunu şu andaki işimizle hiçbir alakası olmayan şeyler listesine eklemeliyiz. | Open Subtitles | و ربما كان علينا أن نضيف هذا إلى قائمة الأشياء التي لا علاقة لها بالمهمة التى أمامنا |
Bunları da keyfimizi kaçıran şeyler listesine ekleyelim mi? | Open Subtitles | هل يتوجب أن نضيفهم الآن إلى قائمة الأشياء التي تقلل من سعادتنا؟ |
Bilmediğim şeyler listesine eklersin. | Open Subtitles | وأضف هذا إلى قائمة الأشياء التي لا أعرفها |
Hiçbir zaman bakamadığım şeylerin listesi. | Open Subtitles | قائمة الأشياء التي لم يسبق لي أن شاهدتها |
Söylemeye izinli olduğum şeylerin listesi gittikçe kısalıyor. | Open Subtitles | قائمة الأشياء التي مسموح لي بقولها تقصر |
Michael'ın arabasını bile. Tahrip ettikleri şeylerin listesine ekleyeceğim. | Open Subtitles | حتى سيارة " مايكل " والتي سأضيفها إلى قائمة الأشياء التي دمروها |
Eğer biri bana Maria Rossi'nin... yaptığı şeyin nasıl mümkün olabileceğini sorsaydı insanın saldırganlığına neden olan şeylerin listesini ona sunardım. | Open Subtitles | لو سألني أحد ما كيف يمكن للسيدة "روسي" أن تقوم بما قد فعلت لذهبتُ لمراجعة قائمة الأشياء التي تسبب العدوان البشري |
Beni korkutan şeyler listesine yenilerini ekledim. | Open Subtitles | - مُستحيل- لقد أضفتُ بعض مزيداً إلى قائمة الأشياء التي تُخيفُني |
Lara hakkında bilmediğim şeylerin listesi. | Open Subtitles | قائمة الأشياء التي لا أعرفها عن(لارا) |
Ah, ah, ah, bu şeylerin listesine bakalım Marge asla eve getirme dedi. | Open Subtitles | لكن دعني أتأكد من قائمة الأشياء التي قالت (مارج) أن لا أحضرها للمنزل |
Buraya ihtiyacın olabilecek şeylerin listesini yaptım... | Open Subtitles | هذه فقط قائمة الأشياء التي قد تكونين بحاجة إليهم مع مكانهم. |