| Bebeğinizin beyni... ve sinir sistemiyle birlikte büyüyeceği için... tespit edilemez. | Open Subtitles | وتنمو بدماغ طفلك الرضيع ومراكزه العصبية انها غير قابلة للاكتشاف عمليا |
| Yok, bunlar gizli servis hatları olduğu için takip edilemez. | Open Subtitles | نعم ، أجهزة المخابرات غير قابلة للتقصي ، و شكراً |
| Kendisi on yıldan fazladır Florida'nın Orlanda kentinde hamile kadınlarla ilgilenen bir ebe. | TED | هى قابلة فى أورلاندو بمنطقة فلوريدا والتي ظلت تخدم النساء الحوامل لأكثر من عقد من الزمان. |
| Çok sayıda insanın, apaçık soruların ve ölçülebilir cevapların olduğu anketlere alınması yerine araştırmacılar bireysel görüşmelerle, bazen küçük gruplarla, kişilerin daha açık tartışmalara dahil edildikleri mülakatlar yürüttüler. | TED | بدلا من أخد تصويت عدد كبير من الناس مع أسئلة واضحة وإجابات قابلة للقياس الكمي، أجرى الباحثان مقابلات شخصية، أحيانا في مجموعات صغيرة، مع إشراكهم في مناقشات أكثر انفتاحا. |
| Bakın, bunları yapmamız mümkün, hepsi yapılabilir. Hem bunlara özen gösterebilir hem de ticari olabilirsiniz. | TED | الآن، أنظروا، إذا فعلنا كل هذه الأشياء، ونستطيع ذلك، إنها قابلة للتحقيق. يمكن أن تهتم وأن تربح. |
| Öncelikle yapmamız gereken şey kıyafetleri geri dönüşebilir olarak tasarlamak. | TED | وفي رأيي، كل ما علينا فعله هو تصميم ملابس قابلة لإعادة التدوير عندما ينتهي عمرها الافتراضي. |
| Pek sanmıyorum... Bir vampir, güneşiyle ünlü bir şehirde yaşıyor ve üstü açılır bir araba kullanıyor. | Open Subtitles | مصاص دماء، يعيش في مدينة معروفة بالشمس ويقود سيارة قابلة للتحويل |
| Onları ben alırdım ama bu kartlar nakil edilemez. | Open Subtitles | كنت لآخذه غير أن هذه البطاقات غير قابلة للارتجاع. |
| Sırrını çözdüğümüz komplonun orduyla olan bağlantısı inkar edilemez. | Open Subtitles | الإرتباط العسكري بالمؤامرة التي نتباحث بها هي الآن غير قابلة للنفي. |
| Sesteki stres, hemen fark edilemez buna rağmen anlaşılır sinyaller verir. | Open Subtitles | ضغط في الصوت, و اخرى رقيقة مؤشرات قابلة للإدراك |
| Bu çabuk bir işlem,hem acı verici hem de tedavi edilemez.... ve formda kalmak için de harika bir yol. | Open Subtitles | إنه سرطان المستقيم .. إنه بدأ يأكل ببطئ أسفلي الداخلي إنها عملية سريعة مؤلمة وغير قابلة للعلاج |
| Hakkımda ne düşünürsen düşün ama benden iyi ebe bulamazsın. | Open Subtitles | أياً كان رأيك فيّ لن تجد قابلة أفضل منّي |
| Kes sesini! ebe rolü yapmıştım. Ne yapacağımı biliyorum. | Open Subtitles | اخرس، فقد كنت قابلة مزيّفة وأعرف الإجراءات |
| Çevrede hiç doktor ya da ebe var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي قابلة أو طبيب بالقرب من هنا؟ |
| Üstü açık, kırmızı bir araba. | Open Subtitles | أي قابلة للتحويل أحمر،ايها الرئيس فرس بري |
| Tam olarak, bir üstü açık XK8, İngiliz yarış yeşili renginde. | Open Subtitles | ويريدها قابلة للتحويل، إلى السباق الأخضر البريطاني |
| Hayat, izahı mümkün olmayan öyle çok şeyle dolu ki. | Open Subtitles | تحتوي الحياة على أشياء كثيرة غير قابلة للتفسير |
| Son dört yıldır içinde gelişmekte olan ülkelerde dünyanın yeni enerji üretim kapasitesi geri dönüştürülebilir oldu. | TED | في كل من السنوات الأربعة الماضية نصف طاقة العالم المتولدة ,كانت قابلة للتجديد خاصة في البلدان النامية مؤخراً. |
| Bakın ne var! Anahtar! Üstü açılır. | Open Subtitles | انظر ماذا لدى هنا مفاتيح قابلة للتحويل.. |
| Güzel, Çünkü senin bu düşüncelerin senin ofisin için tamamen uygulanabilir. | Open Subtitles | جيد, لأن فكرة ان توجد في مكتب كهذا قابلة للتطبيق تماما |
| Zaten iade edebilirim eğer müthiş bir şanssızlık eseri hayır dersen kimse zarar görmez. | Open Subtitles | و بالمناسبة, إنها قابلة للإرجاع, لذا, على الفرصة الصغيرة المدهشة لقولكِ لا, لا أحد سيتأذى. |
| Ama bir teori geliştirdikleri zaman, daha Kolay idare edilebilir oldular. | TED | الكثير منها. لكنها أصبحت قابلة للتحكم أكثر عندما إمتلكوا نظرية. |
| Tüm dünyada ve ülkemizde korkusuz yaşama hakkının pazarlık konusu olmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن بأن الحرية من الخوف فى العالم بشكل عام وهنا فى الوطن غير قابلة للتفاوض |
| Amitabh Bachchan ile görüştün mü? | Open Subtitles | هل قابلة أميتاب باتشان ؟ |