| Annem bunu Shadowbrook Yolundaki eski bir evde bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | امي قالت بأنهم وجدوها في بيت قديم على طريق شادوبروك |
| Polisler onların muhtemelen çok içtiklerini ve bir yerlerde sızdıklarını söyledi ama öyle olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | الشرطة قالت بأنهم ربما خرجوا للإستمتاع بالشرب أو شيئ ما في مكان ما لكني أعلم أن هذا ليس هو ما حدث |
| Yerel yönetim hakkında suçlama olmayacağını söyledi. | Open Subtitles | سلطة المقاطعة قالت بأنهم لن يرفعوا أي قضية |
| Polisler konuştukları kadının lastik ciyaklaması duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | الشرطة قالت بأنهم تحدثوا الى أمرأة كانت قد سمعت صرير اطارات سيارة |
| Kız, adamların kilisede olduğunu söyledi. | Open Subtitles | البنت قالت بأنهم فوق تلك الكنيسة |
| Çünkü Piper onların gerçekten çok iyi adamlar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن "بايبر" قالت بأنهم أشخاص طيبون بالفعل |
| Şey, Avrupalı bir kız aradığınızı söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنهم يبحثون عن فتاة أوروبية. |
| Linda bana kongrede ihtiyaçları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنهم يحتاجون بقائي في مجلس الشيوخ |
| Kitty, meşhur Avrupai hepsi bir arada olanlardan aldıklarını söyledi. | Open Subtitles | كيتي قالت بأنهم اشتروا للتو "واحدة من تلك الأوروبيات الفاخرات،"الكل في واحد |
| Birbirlerine kardeşim diye hitap ettiklerini Carrie söyledi. | Open Subtitles | كاري)قالت بأنهم يشيرون) إلى بعضهم بالإخوة |
| Evlatlık olduğunu mu söyledi? | Open Subtitles | قالت بأنهم تبنوك؟ |
| Ama kendisi geçen hafta oraya bilgi vermek için gittiklerini söyledi. | Open Subtitles | لكن (هيلين) قالت بأنهم ذهبوا هناك للمشاركة بالمعلومات الأسبوع الماضي. |
| Marilyn, bizimle 22.00'da buluşacaklarını söyledi. | Open Subtitles | (مارلين) قالت بأنهم سيقابلونا في الساعة العاشرة |
| Çok hızlı olduklarını söyledi! | Open Subtitles | قالت بأنهم كانوا سريعين جداً! |