| Biraz bifteğe karşılık, Lomez'le takas ettik. | Open Subtitles | قايضته مع لوميز مقابل بعض شرائح اللحم. |
| Ama ben pirinç likörüyle takas ettim. | Open Subtitles | قايضته مقابل خمر الأرز |
| - Bunları almak için takas ettim. | Open Subtitles | لقد قايضته بهذا. |
| Hayır; değiş tokuş ettim. | Open Subtitles | كلا، لقد قايضته |
| Hayır; değiş tokuş ettim. | Open Subtitles | كلا، لقد قايضته |
| Yıllar önce takas ettiğim şu parça için geldim kaybet ve bul. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}جئتُ مِنْ أجل غرض قايضته معك قبل سنوات يدعى "المرشدة" |
| Bir kaç tüccarla takas ettim onu. | Open Subtitles | (لقد قايضته مع تاجر ما! |
| Bu dükkân, seninle takas edildi. | Open Subtitles | قايضته لك |
| Değiş tokuş yaptım. | Open Subtitles | - لقد قايضته |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 