| Yonaguni kıyısındaki denizcileri iki katına çıkarıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يضاعفون وجودهم البحري قبالة سواحل يوناغوني. |
| Doğu Afrika'nın kıyısındaki Seyşeller adası, kuşlar için yıl boyu barınak sağlar. | Open Subtitles | سيشيل، تقع قبالة سواحل شرق أفريقيا، توفر ملاذا للطيور البحرية على مدار العام. |
| Deniz tabanındaki bozukluklar ve şişkinlikler yüzünden az sayıda "fıçı" Namibya kıyısındaki 27 saniye rekoruna ulaşabilir. | TED | ولكن بسبب عدم انتظام قاع البحر وبسبب الموجة ذاتها، قد تدوم بعض البراميل لمدة 27 دقيقة كتلك الأسطوريّة قبالة سواحل ناميبيا. |
| Marco Polo, dünyadaki cenneti, Çin sahilleri açıklarında bulduğunu söylemiş. | Open Subtitles | ماركو بولو يقول أنه وجد أرض الجنة قبالة سواحل الصين |
| Kaliforniya kıyısının açıklarında, derin, karanlık bir kanyonda, tüm sörfçülerin hemen altında gezinen ilk biyofloresan şişen köpek balığını bulduk. | TED | في واد عميق، ومظلم قبالة سواحل كاليفورنيا، وجدنا أول قرش منتفخ يملك خاصية التوهج الحيوي، مباشرة تحت جميع ممارسي الركمجة. |
| Brezilya açıklarında eski bir Fenik batığını keşfedeceğiz veya yeni bir kaya oluşumunu, yeni bir yaşam türünü. | TED | سوف نكتشف حطام سفينة فينيقية قبالة سواحل البرازيل أو تكوينات صخور جديدة أو حياة جديدة أو غيرها. |
| Alaska sahili açıklarında Pribilof Adaları başka bir avcı türünü sunar. | Open Subtitles | جزر Pribilof قبالة سواحل ألاسكا قدمت نوع آخر من صياد. |
| Bu arada Çin, Tayvan açıklarında bir deniz tatbikatı gerçekleştirdi ki... | Open Subtitles | في هذه الأثناء , أجرت الصين تدريبات بحرية قبالة سواحل تايوان ...مما |
| St. John Point açıklarında bir balıkçı teknesinde. | Open Subtitles | انها على متن قارب صيد قبالة "سواحل القدّيس "جون بوينت |
| Ticari avlanmanın 30 yıl önce yasaklanmasından bu yana Kaliforniya açıklarında sayıları neredeyse eski haline döndü. | Open Subtitles | منذ منع صيد الحيتان التجاري قبل 30 سنة أعدادها قبالة سواحل كاليفورنيا" تكاد تتعافى" |