| Dün gece. Bir saat önce parkta buluşmak için sözleşmiştik. | Open Subtitles | الليلة الماضية اتفقنا أن نلقتي في الحديقة قبل ساعة مضت؟ |
| Düşünsene, bir saat önce otoparkta kavga ediyorlardı. Ama bu gece, yıldız olacaklar. | Open Subtitles | فقط فكر, قبل ساعة كانو يتشاجرون في المواقف لكن الليلة, سوف يكونون نجوم |
| Senin için daha bir saat önce markete gittim. Bekleyemez mi? | Open Subtitles | لقد ذهبت للمتجر لأجلك قبل ساعة ألا يمكنك الإنتظار لوقت لاحق؟ |
| Bir kamera kaydı ise, eve söylediğinden bir saat önce geldiğini tespit etmiş. | Open Subtitles | صور كاميرا الأمن تظهر وصوله إلى المنزل قبل ساعة من وصوله إلى هناك. |
| Bu sokaktaki telefondan beni bir saat önce filan aradı. | Open Subtitles | اتصلت بي قبل ساعة من هاتف عمومي في هذا الشارع |
| Buraya bir saat önce, güneş doğduktan hemen sonra konduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | تقديري انها وضعت هنا قبل ساعة تقريبا بعد شروق الشمس مباشرة |
| Polis bir saat önce Adli Tabip Ofisi'ni aradığını söyledi. | Open Subtitles | الشرطة يقولون انهم اتصلو على مكتب الطب الشرعي قبل ساعة |
| 1 saat önce Çin'deydim ve arkadaşların beni buraya getirdi yani sen söyle. | Open Subtitles | قبل ساعة واحدة، كنت في الصين وأصدقائك جلبوني هنا، إذن أنت قل لي |
| Tanıktan, pusu kurulmadan bir saat önce yaptığım telefon görüşmesinde haberim oldu. | Open Subtitles | لقد عرفت عن الشاهد من خلال إتصال هاتفي .قبل ساعة من الكمين |
| Sahil Güvenlik yaklaşık bir saat önce kaptanla birlikte cesetlerini bulmuş. | Open Subtitles | خفر السواحل وجدوا جثتيهما مع جثة قائد القارب قبل ساعة تقريباً. |
| Bir saat önce benim yaşadığımı bile bilmiyordunuz ama yine de gidiyordunuz. | Open Subtitles | قبل ساعة لمْ تكونوا تعرفون إنْ كنتُ حيّاً وكنتم ستنطلقون بأيّ حال |
| Poşeti pişirme işleminden 1 saat önce buzdolabından çıkarmayı unutmayın yeter. | Open Subtitles | فقط تأكد من إزالة الكيس من الثلاجة قبل ساعة من الطهي |
| Yanlış anlamayın ama bir saat önce de böyle demiştiniz. | Open Subtitles | مع فائق أحترامي، حضرة القائد، هذا ما قُلته قبل ساعة. |
| Savaş başlamadan bir saat önce Doktor Strickland kızını klinikten çıkarmış. | Open Subtitles | الدكتور ستريكلاند سحب ابنتك من العيادة قبل ساعة من بدء المعركة |
| Ben bunu saat 7'de buldum, boğulmadan 1 saat önce. | Open Subtitles | وجدت ذلك في حوالي السابعة صباحاً قبل ساعة من غرقها |
| Bir saat önce, bir ayağı darağacında diğeri muz kabuğundaydı. | Open Subtitles | قبل ساعة كانت قدمه على حبل المشنقة و القدم الأخرى على قشرة موزة |
| Bir saat önce hepimiz çok kızgındık. | Open Subtitles | قبل ساعة ، كنا جميعا ساخطين جدا على ذلك. |
| Bir saat kadar önce Harlemwood barı soymaya çalışan soyguncu polisler tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | رجل مسلح قتل على يد الشرطة بسبب سطوه هارموويد بار فقط قبل ساعة |
| 1 saat öncesine kadar, kimse arabada kan olduğunu fark etmemiş. | Open Subtitles | ولم يقم أحد بالتبليغ عن كل هذه الدماء فيها إلا قبل ساعة |
| Hoparlor saatler önce tamir olmalıydı! | Open Subtitles | ذلك المكبر كان من المفترض أن يتم الانتهاء من اصلاحه قبل ساعة |
| Ben, siz geç kalmayın diye sizi bir saat erken çağırdım. | Open Subtitles | فقد طلبتُ منكم أن تأتوا قبل ساعة لئلّا تتأخّروا. |
| İnfazdan bir saat önceydi ben ve papaz orada oturuyorduk. | Open Subtitles | ,أنه و قبل ساعة ,و كنت واقفا هناك ,و القسيس كان واقفا هناك |
| Malucci bir saat sonra gelecek. Cleo pulmoner ödemiyle ilgileniyor. | Open Subtitles | مالوكي مرتبط ولن ياتي قبل ساعة وكليو مرتبطة بمريض لديه وذمة رئوية |
| Çünkü bu fotoğraf, bir saat önceki durumu gösteriyor. | Open Subtitles | -لا , عندما حصلنا على صورة ثانية من القمر الصناعي قبل ساعة |
| Croatoan aşılarını kamyonlara yüklüyorlar. Tamam. İlk kamyonlar bir saatten önce buradan ayrılmayacak. | Open Subtitles | أجل، إنهم يحملوا حقنات لمياه الظلام في الشاحنات حسناً، أول شاحنة لن تغادر قبل ساعة |
| Hedeflerine ulaşmaları en az bir saat daha sürer. | Open Subtitles | لن يصلوا إلى أهدافهم قبل ساعة آخرى على الأقل |
| Tapınılası güneş süzülmeden bir saat evvel doğunun altın penceresinden huzursuz aklım sürükledi beni yürümeye. | Open Subtitles | سيدتى ، قبل ساعة من اطلال الشمس من خلال النافذة الذهبية الشرقية قادنى عقل مضطرب الى السير فى الخارج |
| Şu an bir saat öncesinden daha karanlık. | Open Subtitles | الجو الآن أكثر قتامة مما كان عليه قبل ساعة |