| Ve ayaklarımın altında Pasifik Okyanusu'nun büyük, sakin, mavi görüntüsü vardı. | TED | بموازاة قدميّ كانت صفحةٌ زرقاء ساكنه من المحيط الهادئ. |
| Kendimi tam veremedim - ayakkabılar hoş ama Ayaklarımı öldürüyorlar. | Open Subtitles | لم أكن ممتازةً بدوري، هذه الأحذية جميلة، لكنها آذت قدميّ |
| ayaklarım her zaman soğuktur 80 yaşındaki bir ihtiyarın ayaklarına sahibim. | Open Subtitles | قدمي دائماً تكون باردة أنا أملك قدميّ رجل بعمر 80 سنة |
| Doğru değil. ayak ve el tırnaklarımı ojeledim. | Open Subtitles | غير صحيح، لقد قمت بطلاء أظاهر يديّ و قدميّ |
| ayağımı ağzıma sokabiliyordum ama en azından kendi ayağımdı! | Open Subtitles | انا دائماً اضع قدميّ في فميّ لكن على الأقل هي قدمي |
| Tamam millet, şovlarınızı yolun üstünde yapın! Bacaklarımı yalamaktan hoşlanan bir çocukla randevum var! | Open Subtitles | لديّ موعد مع شاب يحب امتصاص قدميّ |
| Yumruklarımı ve başımı sertleştirmek için Ko kullandım. Ancak bacaklarım darbeyi kaldıramadı. | Open Subtitles | استخدمت "الكو" لتصليد يديّ ورأسي، لكنّ قدميّ لم تحتملا الصدمة. |
| Beni buradan iki ayağımın üzerinde çıkarken görmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أريدهم أن يروني أسير إلى الخارج على قدميّ |
| Büyümeyi veya ayaklarımın birbirine dolanmasını asla tadamayacağım. | Open Subtitles | لن أعرف قطّ خبرة النضوج، أو الاترحال على قدميّ. |
| ayaklarımın altında çakıl taşlarından başka birşey yok. Bana hala İş adamı der misin? | Open Subtitles | بلا شيء سوى مجرد غبار على قدميّ هل سأظل أدعو نفسي رجل أعمال؟ |
| - Ama kaçmadın. - Ayaklarımı oynatabileceğimi sanmıyorum. Kaçabilirdin. | Open Subtitles | إذاً، لا تحاولن لا أظن أني أستطيع تحريك قدميّ |
| Dairy Queen'de Ayaklarımı dondurma makinası içerisinde serinletişimi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر عندما بردت قدميّ داخل آلة صب المشاريب بمطعم ديري كوين؟ |
| ayaklarım altındaki toprak... dünyadan uzaktaki bu gezegenle büyük benzerlik taşır. | Open Subtitles | هذه الأرض التي تحت قدميّ تحمل تشابهاً قوياً مع ذلك العالم البعيد |
| Ta ki sadece ben, nefesim ve kum üzerindeki ayaklarım kalana dek. | Open Subtitles | "حتّى لا يظلّ منها سوى صوتي وصوت نفَسي وصوت احتكاك قدميّ بالرمال" |
| O deliğe ilk defa ayak bastım. Tromboncuyla anlaşmıştım | Open Subtitles | لقد كانت المرة الأولى التي أضع فيها قدميّ بهذا الملهى الحقير لقد حصلت على دعوة من أحد العازفين |
| ayak parmaklarımın arasında kum olduğunu hissetmeyi özleyeceğim. | Open Subtitles | سأشتاق إلى الشعور بالرمل بين أصابع قدميّ |
| ayağımı kapıya koyunca konuşmayı bırakamıyorum. | Open Subtitles | بمجرد وضع قدميّ على الباب، لا أستطــــيع الكف عــن الكلام. |
| Bacaklarımı hareket ettiremiyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع تحريك قدميّ ؟ |
| Peki ya bacaklarım, doktor? | Open Subtitles | ماذا عن قدميّ يا دكتور ؟ |
| ayağımın yanında, sana dediğim şeyi yapmaya devam etmen daha iyi olur bence. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من الأفضل أن تبقين عند قدميّ و مواصلة فعل ما طلبته منك |
| ayaklarımdan başlayıp yavaş yavaş yüzüme doğru gelirsen ne kadar mutlu olduğumu gördüklerinde, bu bir sürpriz olur. | Open Subtitles | لو بدأت من قدميّ وببطء اتجهت إلى أعلى إلى الوجه عندما يرون كم أنا سعيده |
| Kırlarda bir kulübe, son avım ateşte kızarıyor etrafımızda koşturan tapılası çocuklar ve yorgun Ayaklarıma masaj yapan aşkım. | Open Subtitles | ،كوخ ريفيّ وآخر حيوان اصطدته يُشوى على النار وأطفال بمنتهى الجمال يحيطون بنا بينما تدلّك حبيبتي قدميّ المتعبتين |
| Çocuklarım bana balon getirir ve hemşireler kremle ayağıma masaj yapar ve Tanrım, bu harika bir şey. | Open Subtitles | وأولادي يحضرون لي بالونات والمُمرضات تضعن المرهم على قدميّ يا إلهي، يا له مِن أحساس مذهلٌ |
| Bacağım iyileşene kadar. | Open Subtitles | حتى تشفى قدميّ |
| Ayakkabılarım şurada. Ayaklarımı bulsana. | Open Subtitles | حذائي هنا جِدي قدميّ |