| Seni son gördüğümüz zaman birlikte olmamızın çok tehlikeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | آخر مرة رأيناك , قلت أنه من الخطر أن نكون معاً | 
| Çiftliğe sabah 3 civarı gibi geldiğini söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | لقد قلت أنه أتى إلى المزرعة في ال 3 صباحا؟ | 
| Hayır, hile yaptın. Dokunulmayacak demiştin. | Open Subtitles | أنت تغش قلت أنه يجب عليك ألا تستعمل اللمس | 
| Güneş patlamasını önceden tahmin etmek imkansız demiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنه من المستحيل التنبؤ بالوهج الشمسى | 
| Bir dakika, lütfen. Mahkemeye gidebiliriz dedim, gidelim demedim. | Open Subtitles | لحظة من فضلك,لقد قلت أنه يمكننا الذهاب إلى المحاكم و لكن لم أقل أننا نريد ذلك | 
| Neden az kaldığını söyledin Peter Amca? | Open Subtitles | لماذا قلت أنه لا يوجد نبيذ كافٍ ياعم بيتر ؟ | 
| Milo, Tanrı aşkına bir tane dedin, daha kaç tane var? | Open Subtitles | ميلو , بالله عليك كم عددهم لقد قلت أنه واحد فقط | 
| O kadar çok acıdı ki durması için her şeyi yapacağımı söyledim ona. | Open Subtitles | قلت أنه يؤذي سيئا للغاية، أود أن تفعل أي شيء لإجباره على التوقف. | 
| Sana burada sığınacağın bir yer olduğunu söylemiştim. Yanılmışım. Sana sığınacak yer yok. | Open Subtitles | لقد قلت أنه يوجد هنا ملجأ لك لقد كنت مخطئة ، ليس لك ملجأ هنا | 
| Bankta bulmuştum. Senin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد وجدته على نفس المقعد و قد قلت أنه لك | 
| Ama sen bunun olabileceğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | ولكنك قلت أنه يمكن أداء الاستعراض بدونها ، أليس كذلك ؟ | 
| O ata oynayacak kadar paran olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أنه ليس لديك ما يكفى من النقود لتراهن بها على حصان | 
| Belki bu hafta, gelip ziyaret edebileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه ربما يمكنني أن آتي للزيارة هذا الأسبوع. | 
| - Hani bana, merak etme, demiştin? | Open Subtitles | إعتقدت أنّك قلت أنه ليس هناك شيء أقلق بشأنه. | 
| - Millerce başka yılan olmaz demiştin. | Open Subtitles | قلت أنه لن تكون هناك واحدة اخرى لمسافة اميال | 
| -Luke sorun yok demiştin. | Open Subtitles | لوك لقد قلت أنه لا مشكلة معه إنظرْ الى الطّريق،بو | 
| Hadi oradan be, birisiyle iyi bir uyku çekebilirsiniz dedim ya. | Open Subtitles | لقد قلت أنه فى الإمكان أن تحظى بنوم جيد عليهم | 
| Basın toplantısı bitmiştir! Bitti dedim! | Open Subtitles | لقد انتهى المؤتمر الصحفى ، قلت أنه انتهى | 
| Sabah kanyonu görebileceğimizi söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت أنه يمكننا أن نرى الوادى فى الصباح | 
| Milo, Tanrı aşkına bir tane dedin, daha kaç tane var? | Open Subtitles | ميلو , بالله عليك كم عددهم لقد قلت أنه واحد فقط | 
| San Francisco'da verdiğim bir röportajda belki de tüm kültürün bir değişim sürecinde olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أُجريمعيحديثصحفيفيسانفرانسيسكو.. وقدقلت،وبصراحةتامة .. قلت أنه من الممكن أن تكون الثقافة كلها تتغيّر | 
| Hayır. Ben onun balıklarla birlikte yattığını söylemiştim. Anlarsın ya. | Open Subtitles | .. لا ، قلت أنه ينام مع الأسماك ، إنه | 
| D ekinde olduğunu söylemiştiniz ama dosyada D eki yok. | Open Subtitles | ثم قلت أنه أدرجُ بالملحق د، ولا وجود للملحق د | 
| Elizabeth Loftus: Ben Elizabeth Loftus, ve denemeye değer dediniz, öyleyse neden denemeyelim, deneyi yapıp sonuçlarını ölçmeyelim? | TED | اليزابيث لوفتوس: أنا اليزابيث لوفتوس وأنت قلت أنه يستحق التجربة، إذاً لم لا نجرب الأمر ونقوم بتجارب ونقيس الأشياء؟ | 
| Ve demiştim ki, ailesi bunu gizlese bile bir adamın onun için hapiste olduğunu öğrenecek. | Open Subtitles | كما قلت أنه حتى لو قام والداها بإخفاء الأمر فإنها ستعلم، ربما في المدرسة، أن هناك رجل في السجن من أجلها | 
| Size boşuna dahi demiyorlarmış. Geleceğini söylediniz ve geldi. | Open Subtitles | لاعجبأنهميطلقونعليك عبقري، لقد قلت أنه سيأت الليلة و ها قد أتى | 
| Yalnızca bir olay olduğunu söylediğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنك قلت أنه وقعت واقعة واحدة فحسب |