| Ben bu olaya olması gerekenden fazla önemseyeceğiz diye çok endişelendim. | Open Subtitles | لقد قلقت من أننا ربما سنعطي الأمر أهمية أكثر مما يجب. |
| Senin için çok endişelendim. Bunu bir daha asla yapma! | Open Subtitles | لقد قلقت كثيراً عليك، إياك أن تكرر هذا مرة أخرى |
| Onları nasıl kullanacağını merak etmiştim bu yüzden onların fünyelerini kaldırmıştım. | Open Subtitles | أنا قلقت من احتماليَّة استخدامه لها لذا فأنا أزلتُ الصواعق منها |
| Oh Allah'a şükür, bu da tamam. Bir saniye için endişelenmiştim. | Open Subtitles | حمداً للرب أن هذا انتهى ، لقد قلقت فعلاً |
| Mahari ofisimden çıkarken, bana bahsettiği zorluklarla mücadele etmesi için daha özel bir şeye ihtiyacı olabileceğinden endişelendim. | TED | لذا عندما كان مهاري يغادر مكتبي، قلقت من أنه قد يحتاج إلى أمر أكثر تحديدا لمكافحة التحديات التي أشار إليها |
| Dün gece senin için endişelendim. O şekilde kaçmamalıydın. | Open Subtitles | قلقت عليكِ ليلة أمس ما كان عليكِ الرحيل بهذة الطريقة |
| Seni özledim, senin için endişelendim. Keyfimi yerine getirmelisin. | Open Subtitles | لقد افتقدتك و قلقت عليك يجب عليك ان تمازحني |
| içerde 1 saat geçirdikten sonra... biraz endişelendim. | Open Subtitles | أنا آسف أني تخلست النظر لقد قلقت عليك بعد أن كنت بالداخل لنصف ساعه |
| Sana göz kulak olacak biri olmadığından endişelendim. | Open Subtitles | لقد قلقت فقط عليك وأنت هنا بالأسفل بدون إشراف |
| İyi. Galiba yine yersiz bir şekilde endişelendim. | Open Subtitles | جيد ، أعتقد أننى فقط قلقت على لا شئ ثانية |
| Yolculuk nasıl geçti? Seni merak ettim. | Open Subtitles | يا إالهي, كيف كانت رحلتك لقد قلقت عليك قليلاً |
| Bu sabahki telefon seansını kaçırınca merak ettim. | Open Subtitles | عندما فوّتت الجلسه الصباحيه عبر الهاتف هذا الصباح قلقت |
| Bu kasırgada kızımı kimse aramayacak sanıp endişelenmiştim. | Open Subtitles | ظننت أنّه مع وجود الأعصار، قلقت من أن لا يبحث أحد عن إبنتي. |
| Bu da o zamanlardan biri. Ama yerinde olsam, fazla endişe etmezdim. | Open Subtitles | أنه أحد تلك الأوقات لكن لما قلقت كثيرا مكانك |
| - Bende çıkar diye korkuyordum bir de. | Open Subtitles | ولطالما قلقت أنه سيكون بي لازال هنالك وقت |
| Eğer senin nasıl birine dönüşeceğini bilseydim bu kadar endişelenmezdim. Görüşürüz. | Open Subtitles | اذا كنت اعرف أى نوع من الاصدقاء انت ما كنت قلقت |
| Ben de endişeleniyorum çünkü her biriyle tanışmak için fırsat bulamayabilirim. | Open Subtitles | ..واعتقد أنني قلقت , لأنني قد لا أكون متواجدة لأقابلهن كلهن |
| Şehirden ayrıldığını duymuştum. Bana eşlik edemeyeceksin diye korktum. | Open Subtitles | سمعت أنك كنت ستغادر المدينة,و قلقت ألا تحضر الزفاف |
| Ama senden haber almayınca endişelendi ve işler o zaman karma karışık oldu. | Open Subtitles | ولكنها عندما لم تسمع منك قلقت وهنا عندما اختلطت الأمور |
| Düzeltiyordum, ...ama sonra sen insanların ne düşüneceğinden endişelendin. | Open Subtitles | لكن أنت قلقت جداً بشأن ما قد يظنه الناس عندما تصبحين أماً |
| Magnascopics'teki yangını duydum ve endişeliydim. | Open Subtitles | لقد رأيت الأخبار حول النار في ماجناسكوبيس و لقد قلقت |
| Buraya taşınmadan önce, seni son kez gördüğümden beri, senin için endişeleniyordum. | Open Subtitles | لقد قلقت عنك، منذ آخر مرة رأيتك، قبل نقل لكم هنا. |
| Howard Joel Wolowitz! İki gündür meraktan geberiyorum ve telefonunu kapattığını da biliyorum! | Open Subtitles | هاورد جويل ولوويتز" لقد قلقت للغاية " ليومان وأعرف أنك أغلقت هاتفك |
| Ve düşündüğüm tek insan kendimdim... sadece kendim için endişelenirdim. | Open Subtitles | , والشخص الوحيد الذي فكرت فيه والشخص الوحيد الذي قلقت بسببه كان نفسى |
| Neden, bilmiyorum ama korkmuş ve endişelenmiştim. | Open Subtitles | كان لدي شعور. كنت فقط... لقد قلقت وخفت. |