| Hiç gücün kalmadı! Değerli Medusa Serumun artık elimde. | Open Subtitles | الآن أنت عاجز عندما أنا سرق الثمين قناديل البحر المصل. |
| İyi bakın! Birazdan burada Medusa Serumunun tüm gücünü ortaya çıkaracağım! | Open Subtitles | انظروا كيف أكسر القوة الكاملة من قناديل البحر في الدم. |
| tam koruma için deniz anası maskesi giyersiniz, | TED | تلبس قناعا واقيا من قناديل البحر لحماية قصوى. |
| Ve burada Çin'de, Randy bir deniz anası pazarını çekti. | TED | وهنا في الصين، صور راندي سوق قناديل البحر. |
| O ve gelişmekte olan pembe yavrusu denizanasının çalınan bedeninde parazit gibi yaşarlar. | Open Subtitles | تعيش هي وصغارها ذوي اللون الوردي كالطفيليات على جثة مسروقة لأحد قناديل البحر |
| Yani denizanasının, Güneş'in gökyüzündeki... konumuyla güzel, yakın ve karmaşık ilişkisi bulunur. | Open Subtitles | اذا فإن قناديل البحر تمتلك هذه الحميمية الجميلة و العلاقة المعقدة مع مركز الشمس في السماء. |
| Basit ses komutlarına uyması için eğittiğimiz denizanasını kullanırız. | Open Subtitles | قناديل البحر التدريب تعلمناه الاستماع إلى الأوامر الصوتية البسيطة. |
| Çok titiz kayıtlar tutuyormuş ve tüm deneylerinin merkezinde denizanası var. | Open Subtitles | و قناديل البحر كانت مركز كل تجاربه |
| denizanaları ilk kordatları meydana getirmiş. | TED | كانت قناديل البحر أساس الحبليات الأولى. |
| Işığı tersine çevirmek için Medusa Serumunun yerine adeta sınırsız şirinliğe ait bir güç kaynağı koymalıyız. | Open Subtitles | لتشغيل شعاع سيكون لدينا ليحل محل قناديل البحر المصل دفع الحنان الهائل تقريبا. |
| Bu benim Medusa Serumum hiç kimseyi öldürmez. | Open Subtitles | بلدي المصل قناديل البحر أي شخص القتل. |
| Siz... siz Medusa Serumunu mu çaldınız? | Open Subtitles | لقد سرقت قناديل البحر المصل؟ |
| Sanırım, herkesin önünde şarkı söylemektense pantolonumun içine bir deniz anası sokmayı tercih ederim. | Open Subtitles | اعتقد بالمعنى الحرفي ان اتعلق بعصا قناديل البحر في كيكس من ان اغني أمام الجمهور. |
| Yapmışlardır. Deniz analarının aksine, kutu deniz anası saldırgandır. | Open Subtitles | على خلاف أكثر قناديل البحر "الهلام الصندوقي " لصوصي |
| Sakin olun, sadece deniz anası yerim. | Open Subtitles | لا تقلق، أنا أتناول قناديل البحر فقط |
| Bir grup küçük denizanasının gözüne dev bir denizanası gibi görünmediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنها ليست مجموعه من قناديل البحر الصغيره التي بدَت كأنها واحد كبير ؟ |
| Vurgun. Bir denizanasının onu takip ettiğini sanıyordu. | Open Subtitles | الفكر و قناديل البحر ويلي له! |
| Birileri denizanasını beslese iyi olur. | Open Subtitles | على أحدهم إطعام قناديل البحر هذه. |
| Yani Powell, insan beyni üstünde deney yapmak için bu denizanasını kullanıyor. | Open Subtitles | اذا (باول) يستعمل قناديل البحر لاجراء اختبارات على أدمغة البشر |
| Bazı denizanaları 90 derece döndürdüğünüzde simetrik olurken denizşakayığını hangi açıyla döndürürseniz döndürün simetriktir. | TED | بعض قناديل البحر متناظرة فيما يتعلق بالدوران بمقدار 90 درجة، بينما شقائق البحر متناظرة في حال قمت بتدويرها بأي زاوية. |