| Onun Maskesinin altından, aşağıya doğru yuvarlanan, gerçek bir gözyaşı görmüş. | Open Subtitles | و شاهد دمعة تنهمر منها لتسقط أسفل قناعها |
| Ağdalı lafları bırakın lütfen. Şunu söyleyin. "Maskesinin içine kusmuştu." | Open Subtitles | دعك مِن هذا الهراء مِن فضلك فقط قل "تقيأت فى قناعها" |
| Maskesinin içine kusmuştu. | Open Subtitles | تقيأت فى قناعها |
| maskesini çıkardığı zaman, nerdeyse ağlayacaktım. O kadar güzeldi ki! | Open Subtitles | عندما أزالت قناعها عنها، بكيت تقريباً لقد كانت جميلة جداً |
| Her sabah servise bıraktığımda maskesini çıkarmaması için onu uyarmak zorundayım. | TED | في كل صباحٍ، عندما أوصلُها إلى موقَف الحافلة المدرسية، لابُد أن أُذّكرها بألّا تخلع قناعها الواقي. |
| Maskesinin içine kustu, evet. | Open Subtitles | لقد تقيأت فى قناعها |
| - Maskesinin içine kusmuştu. | Open Subtitles | -تقيأت فى قناعها |
| Biri; yüzü deforme olmuş bir kadının gelip geçenlerin önünde maskesini çıkarıp kendisini güzel bulmayanları tırmaladığını anlatmış ona. | Open Subtitles | لقد تم إخباره بأن إمرأة مشوهة خلعت قناعها أمام المارة و تؤذيهم إذا لم يروا بأنها جميلة |
| Kendi maskesinden önce çocuğunun maskesini takan kötü bir kadın örneğiydim. | Open Subtitles | -كنت مثالاً سيئاً عن امرأة تضع قناع التنفس لطفل قبل قناعها. |
| "kızın maskesini düşürmek için Numaraların biri gelsin biri gitsin | Open Subtitles | حاول أن يلعب كل حيلة " حاول أن يخلع عنها قناعها " |
| Çünkü ben onun maskesini takmıştım. | Open Subtitles | لأني كنت ارتدي قناعها |