| müthiş bir güç yaratmış olabiliriz. | Open Subtitles | نحن لَرُبَما أطلقنَا عنان قوَّة رهيبة هنا. |
| Vuramıyoruz, efendim. güç kalmadı. | Open Subtitles | نحن لا نَستطيعُ سيدي ليس هناك قوَّة بعض الحقلِ الكهرومغناطيسيِ المضادِ |
| Üçün gücü'nü tek bir hamleyle yok etmene yardım edebilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُساعدَك تُحطّمُ قوَّة ثلاثة بتحرّكِ بسيطِ واحد. |
| İlk lazer ışını bir elmastan üretilmişti ve eğer yaşlı Metz ününü hak ediyorsa, o şeyin gücü inanılmaz olabilir. | Open Subtitles | شعاع الليزرِ الأولِ وُلّدَ خلال الماس. و لو استحقُّ ميتز العجوز سمعته، قوَّة ذلك الشيءِ يُمكنُ أَنْ تَكُونَ مدهشَة. |
| Üçlünün gücünü geri alabilirsiniz. | Open Subtitles | أنت يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ قوَّة ثلاثة ظهرِ. |
| Bastian'ın insan dünyasına dönmesi için Oran'ın gücüne ihtiyacı var. | Open Subtitles | يَحتاجُ باستيان قوَّة وهران لإسْتِعْاَدته إلى العالمِ الإنسانيِ |
| Bizi gözeten yüce bir güç vardır demiştin, değil mi? | Open Subtitles | أنت تَقُولُين أن هناك قوَّة أعلى تنتبه إلي؟ |
| "Acil durumlar için kullanılan yedek güç devrede." | Open Subtitles | نحن نَجْري على الآن قوَّة الإسنادِ الطارئةِ. |
| Yüce bir güç tarafından korunduğumuza inanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تَعتقدُ حقاً بأنّنا محميون من قبل قوَّة أعلى؟ |
| O cihazda sadece tek seferlik güç var. | Open Subtitles | هناك قوَّة كافية في هذا الناقل الفضائي للذهاب لمرة واحدة |
| Goa'uld olarak elde edebileceği güçlerin dışında herhangi bir güç ve bilgiyi kullanmasına izin verilmedi. | Open Subtitles | لَمْ يُسْمَحُ له بإستخدام أيّ معرفة أَو قوَّة * مالم يكن بطريقه أخرى حصل عليه ، كـ * جواؤلد |
| Doğaüstü, karanlığın gücü... Bunlar gerçek. | Open Subtitles | عالم ماوراء الطبيعة، قوَّة الظلامِ، كل هذا حقيقي |
| Ama hepinizi temin ederim ki üçlünün gücü hakikaten tükendi. | Open Subtitles | لَكنِّي يُمْكِنُ أَنْ أُطمأنَ أنتم جميعاً التي قوَّة ثلاثة في الحقيقة منقرض. |
| Evet, muhtemelen müzik setinin daha çok işlem gücü vardı. | Open Subtitles | أوه، نعم، حَسناً، مسجلتكَ كَانَ عِنْدَها من المحتمل قوَّة إستعمال حاسبات أكثرِ. |
| Cleveland'ın belediye başkanından daha az gücü var. Sizin gizli servisiniz benimki kadar güçlü gözüküyor ama. | Open Subtitles | أقل قوَّة مِنْ رئيس بلدية كليفيلند. لديك جهاز أمني قوي كاللغم |
| Bir meleğin gücü ve bir insanın özgür iradesi. | Open Subtitles | قوَّة الملاكِ، إرادة حرّة للإنسان. |
| Servetin gücünü hiçbir zaman anlayamayacaksın... ne de servetin sağladığı, hayatın zarif teminatlarını. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَفْهمُ قوَّة الثروةِ... والضمانات الغير ملحوظة في الحياةِ التي تاتي مَعه. |
| Poponun gücünü asla küçümseme. | Open Subtitles | أبداً لا يُقلّلُ من تقدير قوَّة الحمارِ. |
| Zihin gücünü kullanarak, istediği her yere gidebiliyormuş! | Open Subtitles | بإستعمال قوَّة عقله ، يُمْكِنُ أَنْ يَذْهبَ إلى أيّ مكان يَرْغب فيه |
| Eğer haklıysa üçlünün gücüne ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | في حالة هو صحيحُ، أنت سَتَحتاجُ قوَّة ثلاثة. |
| Seni masama çeken garip bir akıl gücüne sahip olmam haricinde. | Open Subtitles | مالم أَمتلكُ انا قوَّة عقلية غريبة جذبتك إلى منضدتِي |
| Ama kontrol edemediğin bir güce sahip olmanın ne demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي أَعْرفُ مثل هذه الامور لإمتِلاك a قوَّة بأنّك لا تَستطيعُ السَيْطَرَة على |