| Arkamdan iş çevirdin. Bunu evli insanlar gibi konuşmalıydık. Neyi konuşacaktık? | Open Subtitles | إن كنت تريد هذا, كنا نستطيع أن نناقش الأمر كالأشخاص المتزوجين |
| O kadar hoşlarına gitmek istiyorum ki... öbür insanlar gibi olmayı... | Open Subtitles | أردت بشدة أن أكون محبوبة.. أن أكون كالأشخاص الآخرين لذلك لم أحتمل. |
| Normal insanlar gibi yaşayabileceğim bir yere kaçmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد الذهاب إلى مكان أتنفّس فيه كالأشخاص العاديّين |
| Onlar en tehlikeli otostopçulardır. Normal insan gibi davranarak seni ayartırlar. | Open Subtitles | هؤلاء هم أخطر قطاع الطريق الذين يغرونك لتعتقد أنهم عُقلاء, بتصرفهم كالأشخاص العاديين. |
| Normal bir insan gibi listenizden hediye seçmek varken. | Open Subtitles | نعم,أفضل من جلب هدية من لائحتك كالأشخاص الطبيعيين |
| Şimdi normal biri gibi davranmaya başladığına göre rica ediyorum. | Open Subtitles | ،ولكن يبدو أنكِ بدأتي في التصرف كالأشخاص الطبيعين لذا، سوف أطلُـب هذا منكِ |
| Hayır, normal insanlar gibi arkadaş vasıtasıyla tanıştım. | Open Subtitles | كلا ، تعرفت عليه من خلال الأصدقاء كالأشخاص العاديين |
| Sıradan insanlar gibi öğle yemeğine çıkabiliriz. | Open Subtitles | هل سنأكل الغداء معاً, كالأشخاص الطبيعيين ؟ ماذا؟ |
| Çünkü burada sadece işimi yapıyorum ve senin burada olman için bir sebebin yok, normal insanlar gibi senin de tribünde olman gerekiyor. | Open Subtitles | لأنني أقوم بواجبي هنا فحسب وإن كنت لا تملكين سبباً للعودة إلى هنا، فعليك التواجد على المنصة كالأشخاص العاديين |
| Ya size bunun yapılamayacağını ve denediğiniz için aptal olduğunuzu söyleyen insanlarla takılırsınız ya da size ilham veren kişilerin arasında olursunuz. Tıpkı bu odadaki insanlar gibi. | TED | يمكنك إما أن تبقى بقرب أشخاص يقولون إن ذلك مستحيل، ويخبرونك بأن من الغباء محاولة ذلك، أو أن تحيط نفسك بأشخاص يلهمونك ما هو ممكن، كالأشخاص الموجودين في هذه القاعة. |
| Araba kullanıyoruz, normal insanlar gibi. | Open Subtitles | . يمكنني أن أنقلك - . لا ، لا ، نحن لا ننتقل - . نحن نقود السيارة ، كالأشخاص الطبيعيين |
| Diğer insanlar gibi konuşamıyorsunuz. | Open Subtitles | ليس بوسعنا التحدث كالأشخاص العاديين. |
| Dışarı, evsiz insanlar gibi? | Open Subtitles | في الخارج ، كالأشخاص المشردين ؟ |
| Saate bakıp normal insanlar gibi zilin çalmasını beklesene. | Open Subtitles | حدقي في الساعة وإنتظري دقة الجرس كالأشخاص الطبيعين! |
| Dennington'da bazen kimlik yaptığım insanlar gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحياناً في "دنينغتون"، أشعر كالأشخاص الذين صنعت لهم بطاقات الهوية. |
| Normal insan gibi kapıdan gelemez misin hiç? | Open Subtitles | الا يمكنك القدوم من الباب كالأشخاص الطبيعيين ؟ |
| Yerçekiminin insan gibi, gezegenler gibi, gökyüzündeki yıldızlar gibi büyük nesnelere nasıl etki ettiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف تأثير الجاذبيّة على أجسام ضخمة .كالأشخاص على كوكبنا ، والنجوم فى السماء نعرف تأثير الجاذبيّة على أجسام ضخمة .كالأشخاص على كوكبنا ، والنجوم فى السماء |
| Neden her normal insan gibi bir fıçısı yok? | Open Subtitles | لماذا لايضع برميلاً كالأشخاص العاديين؟ |
| Ve onlarla insan gibi konuşmalısın. | Open Subtitles | وعليكِ التحدث إليهم كالأشخاص. |
| Neden normal bir insandan daha çok göz kırptığını bilmiyorum ama normal biri gibi kırp ya da hiç kırpma. | Open Subtitles | ولا أعرف لماذا ترمشون أكثر من الأشخاص العاديين ولكن حاولوا أن ترمش عيونكم كالأشخاص العاديين, أو لا ترمشون |