| Öylece oturmaya devam ettik. Dışarıdaki yağmur gibi sessizce ağlamayı sürdürdü. | Open Subtitles | جلسنا هناك, و هى بدأت تبكى بنعومة كالمطر خارجاً |
| Göklerden düşen bereketli yağmur gibi aşağıdakileri ıslatır. | Open Subtitles | انها كالمطر الرقيق من السماء يهطل على الأرض |
| Günün birinde geri döneceğini ve gökten yağmur gibi ballı baloncuk yağacağını söylerler. | Open Subtitles | يقال أنها ستعود في يوم ما و العسل سيهطل من السماء كالمطر |
| - Yağmur kadar hafifim. | Open Subtitles | -أنا بخير كالمطر . |
| Bomba gibiyim dostum. | Open Subtitles | نقي كالمطر يا صديقي |
| yağmur gibi kokar ama, şemsiyeye ihtiyacın olmaz. | Open Subtitles | لذا رائحتها كالمطر لكنك لا تحتاجي لمظله للخروج |
| yağmur gibi kusmuşum, zavallı sırılsıklam olmuştu. | Open Subtitles | . يا له من شخص مسكين ، غمره بقيئي كالمطر |
| Altına işemişti, aşağıya yağmur gibi yağdı ama umursamadım. | Open Subtitles | لدرجة أنها كانت تقطر كالمطر على الأرض، لم أعر لذلك أي انتباه |
| Rüyalarımda hala yağmur gibi yağan oklar görüyorum. | Open Subtitles | مازالت أري في أحلامي سهام تنهمر كالمطر |
| Hadi, yolumuz uzun. Gözlerim, yağmur gibi ıslak acı keder dolu. | Open Subtitles | هيا ، ينتظرنا مشوار طويل " عيني تدمع كالمطر من الحزن و الألم " |
| yağmur gibi kokanı. | Open Subtitles | أوه نعم ذلك الذي له رائحة كالمطر |
| Dağlardaki yağmur gibi geçip gittiler. | Open Subtitles | * لقد مروا كالمطر على الجبال * |
| Hepsi yağmur gibi dağlardan geçti. | Open Subtitles | * لقد مروا كالمطر على الجبال * |
| Dağlardaki yağmur gibi geçip gittiler. | Open Subtitles | * لقد مروا كالمطر على الجبال * |
| Hep yağmur gibi kokardın. | Open Subtitles | كانت رائحتك كالمطر دائماً |
| Gözlerim, yağmur gibi ıslak acı keder dolu. | Open Subtitles | " عيني تدمع كالمطر من الحزن و الألم " |
| #Ama gazabım yağmur gibi yağacak | Open Subtitles | "{\fs20\pos(190،230)}"ولكن غضبي سينصب كالمطر الغزير |
| Yağmur kadar düzgün. | Open Subtitles | كالمطر. |
| Bomba gibiyim. | Open Subtitles | نقي كالمطر |