Hayatının yönü olmadığı konusunda ne kadar tartıştıysam da her zaman gurur duyardı. | Open Subtitles | لايهم كم جادلتها على أن حياتك من غير هدف كانت دائماً فخورة بك |
Benim hayatımı, her zaman isteyip de sahip olamadığı bir şeymiş gibi görüyordu. | Open Subtitles | كانت تنظر لحياتي كشيءٍ كانت دائماً ترغب به لكنها لم تحصل عليه ابدأ |
O her zaman biraz vahşiydi ama tatlıydı ve neşeliydi. | Open Subtitles | هي كانت دائماً فيها بعض الهمجية لكن لطيفة و مبتهجة. |
Evet, ama bana karşı Hep çok nazik davrandı, onun için üzülüyorum. | Open Subtitles | أجل ، ولكنها كانت دائماً لطيفة معي وأنا أشعر بالأسى من أجلها |
Biliyor musunuz, bu San Mark's'taki kızlar için daima iyi bir şeydir. | Open Subtitles | أتعلم لقد كانت دائماً جيدة للغاية للفتيات هنا في مدرسة القديس ماركس |
Annem her zaman umutsuzluğun insanın içindeki kötülüğü çıkardığını söylerdi. | Open Subtitles | والدتى كانت دائماً تقول . أن اليأس يجلب الأسوأ للناس |
Bir öğretmen bulamadım. Bulabildiğim tek kişi eskiden muhasebeci olan 22 yaşında her zaman onlarla oyun oynayan bir kızdı. | TED | لم استطع ايجاد استاذ، و لكني وجدت صديقة لهم و هي محاسبة تبلغ من العمر 22 عاماً و كانت دائماً تلعب معهم. |
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تظل دولتنا كما كانت دائماً قلعة المبادرة الفردية أرض الفرص غير المحدودة للجميع |
Kont ailesi, her zaman yüce dük ailesinin gölgesi altında hizmet etti. | Open Subtitles | عائلة الدوق كانت دائماً تعمل في ظل الدوق الكبير |
Annem her zaman hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أمي كانت دائماً تقول الحياة مثل صندوق الشوكولاته |
Annem her zaman hayatın bir kutu çikolata gibi olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أمى كانت دائماً تقول الحياة مثل صندوق الشيكولاته |
Youngstown her zaman adil olmuştur, Otis ama benden neredeyse bu lanet kasabanın yarısını işten çıkarmamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | يانجز تاون كانت دائماً عادلة يا أوتيس لكنك تطلب منى تسريح نصف البلدة |
Parmaklarını tuttuğunda... ..sol eli her zaman daha sıkı... ..ve birazcık daha güçlüydü. | Open Subtitles | الطريق التي كان يَتمسّكُ بأصابعِكَ كانت دائماً بيده اليسري كانت أشد قليلاً |
Bu kasaba her zaman ideallerin ve prensiplerin kasabası olmuş. | Open Subtitles | هذه البلدة كانت دائماً مكاناً للنماذج والمبادىء |
Ama ablam her zaman... ağzıma şeker verir ve | Open Subtitles | لكن أختي كانت دائماً تضع الحلوى داخل فمي |
Çocuklar, büyükanneniz her zaman bana... | Open Subtitles | يا اطفال .. جدتكم كانت دائماً تقول إلي : |
Çocuklar, babaanneniz bana her zaman derdi ki: | Open Subtitles | يا اطفال .. جدتكم كانت دائماً تقول إلي : ِ |
Anne bana Hep söylüyordu Ali, Sen zekisin ve hızlısın | Open Subtitles | أمي كانت دائماً تقول لي يا علي أنت ذكى وسريع |
Sadece araba kullanırken takardı. O yüzden gözlükler Hep torpido gözünde dururdu. | Open Subtitles | لقد إرتداها فقط عندما كان يقود لذا كانت دائماً في صندوق التابلوه |
Kız kardeşim Hep evdeydi, bebekleriyle oynardı ama sen erkek Fatmaydın. | Open Subtitles | اختي, كانت دائماً بالداخل ..تلعب بالدمى, ولكن ولكنك كنت تتصرفين كالذكور |
O kulübede Jorge'ye daima bağırırdı. | Open Subtitles | كانت دائماً تصيح في هورهي في تلك السقيفة |
Varşova'da hayat, şu an için her zamanki gibi normal. | Open Subtitles | في الوقت الراهن , فان الحياة تستمر في وارسو بشكل طبيعي و كما كانت دائماً |