| Çünkü hala şansım varken bir şeyler yapmalıydım. Gücüm varken. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيء عندما سنحت لي الفرصة، عندما كانت لديّ القدرة على ذلك |
| Her şeyi itiraf edecekti. Bir şeyler yapmalıydım. | Open Subtitles | .كان ينوي الاعتراف بالتهمة كان عليّ فعل شيء |
| Bunu uzun zaman önce yapmalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ فعل هذا منذ زمن طويل. |
| Belki de kargalar götürmüştür. Üzgünüm, yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | ربمّا الغربان من اقتلعتها آسفة ، كان عليّ فعل ذلك |
| Bir şey yapmak zorundaydım ve ne yapacağımı biliyordum. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شئ ما وعلمت ماذا كان. |
| Onu saf dışı bırakmak için bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيءٍ لإبعاد الرائحة. |
| Onu saf dışı bırakmak için bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيءٍ لإبعاد الرائحة. |
| Silahına davranınca ben de vurmak Zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد سحب مسدسه كان عليّ فعل ذلك يا رجل |
| Bunu uzun zaman önce yapmalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ فعل هذا منذ زمن طويل. |
| Belki de aynı şeyi bende senin için yapmalıydım. | Open Subtitles | ربّما كان عليّ فعل الشيء ذاته لكِ |
| Bunu uzun zaman önce yapmalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ فعل هذا منذ زمنٍ طويل |
| Bana söylediklerini yapmalıydım. | Open Subtitles | كان عليّ فعل كل شئ أمرتني به |
| "Bunu uzun zaman önce yapmalıydım." | Open Subtitles | "كان عليّ فعل هذا منذ زمن طويل". |
| O "Bunu uzun zaman önce yapmalıydım" dedi. | Open Subtitles | قال "كان عليّ فعل هذا منذ زمن طويل". |
| "Bunu uzun zaman önce yapmalıydım." | Open Subtitles | "كان عليّ فعل هذا منذ زمن طويل". |
| yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | كان عليّ فعل ذلك |
| - Özür dilerim, bunu yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | إنّي آسف، كان عليّ فعل ذلك |
| Hayır. Yalnız yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لا, كان عليّ فعل ذلك لوحدي. |
| Bunu yapmam gerekiyordu değil mi? | Open Subtitles | كان عليّ فعل هذا، صحيح؟ |
| - Zorunda kaldım. - Demek zorunda kaldın. | Open Subtitles | ـ كان عليّ فعل ذلك ـ كان عليك |