Sadece dış görünüşünün yarısı kadar etkileyici bir kişiliği olan biriyle evlendiğimi umdum. | Open Subtitles | آملت فقط أن أتزوج شخصاً أن يكون جماله من الداخل كجمال من الخارج. |
Bu topraklar kadar güzel, "bizim" kadar güzel bir Güney Afrika yapabiliriz. | Open Subtitles | جنوب أفريقيا جميلة كجمال الأرض هذه جميلة كجمالنا نحن |
Denizkızları dişidir evlat. Hepsi de rüyalarında göremeyeceğin kadar güzellerdir. | Open Subtitles | جميع الحوريات إناث يا بنيّ، وجميلات كجمال الفردوس، |
Denizkızları dişidir evlat. Hepsi de rüyalarında göremeyeceğin kadar güzellerdir. | Open Subtitles | جميع الحوريات إناث يا بنيّ، وجميلات كجمال الفردوس، |
- Daha önce sizinki kadar güzel bir yüzü gördüğümü hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأني رأيتُ وجهًا جميلًا كجمال وجهك |
En başında onun ölümüne sebep olan planın kadar şükela mı? | Open Subtitles | كجمال خطتك التي تسببت في مقتله من الأساس؟ |
Devrim kadar tatlı olduğumu söyledin. | Open Subtitles | انت قلت أنني كنت جميلة كجمال الثورة. |
Yani Jamal kadar yetenekli olup olmaman çok da önemli değil. | Open Subtitles | لذلك غير مهم أن تكون موهوب كجمال |
Yani Jamal kadar yetenekli olup olmaman çok da önemli değil. | Open Subtitles | لذلك غير مهم أن تكون موهوب كجمال |
Bayan kadar tatlı bir şeftali. | Open Subtitles | خوخ جميل كجمال السيّدة. |
Benim Jo'm kadar güzel bir yaratığı. | Open Subtitles | مخلوق بجمال كجمال جو. |
Neredeyse annesi kadar. | Open Subtitles | تقريبا كجمال امه . |
"...sesin ne kadar da tatlı..." | Open Subtitles | كجمال الصوت |