| Bunun ardından adam sabahları ağzının her tarafında kurbağa yavrusunun kuyruğu gibi saydam bir jöle ile uyanmaya başladı. | Open Subtitles | بعد ذلك، كان يستيقظ كل صباح ليجد هلاماً شفافاً كذيل صغير الضفدع حول فمه |
| Bütün Cheerios'larımın saçlarını neden at kuyruğu yaptırtıyorum biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم لما اجعل كل واحده من مشجعاتي تربط شعرها كذيل الحصان؟ |
| Her neyse, at kuyruğunuz, ölü köpek kuyruğu gibi görünüyor. | Open Subtitles | بأي حال , ذيل شعرك يبدو كذيل كلب ميت |
| 40 yaşındaki geri zekalıların at kuyruk saç uzatmalarından. | Open Subtitles | اكره الحمقى الذين في الاربعين الذين يربطون شعرهم كذيل الحصان |
| Maalesef bariz bir kanıt gösteremem, kuyruk falan gibi. | Open Subtitles | أخشى أنه لا يُمكنني عرض أى شيء واضح كذيل كدليل لكِ |
| Hayır bir kuyruk. Sallanabilen bir kuyruk. | Open Subtitles | لا، ذيل، كذيل الكلب |
| Tıpkı uçağının kuyruğu gibi tabelanın da öne çıkmasını istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد لافتة بارزة , كذيل طائرته. |
| Tıpkı uçağının kuyruğu gibi tabelanın da öne çıkmasını istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد لافتة بارزة , كذيل طائرته. |
| Küçük Dipper'ı tanımak kolay çünkü kuyruğu tıpkı babası gibi. | Open Subtitles | (ديبر) الصغير يسهل تذكره لأن ذيله كذيل أبيه تماماً |
| Domuz kuyruğu gibi. | Open Subtitles | ! يا إلهي ، تبدو كذيل الخنزير |
| Küçük, gri kuyruk. | Open Subtitles | كذيل الخمزير |