| Her zaman tembel gibi değil de böyle zeki davranmalısın. | Open Subtitles | عليك ان تكون ذكياً هكذا دائماً و لا تكن كسولاً | 
| Bende tembel olabilirim. Bana bakın. | Open Subtitles | بامكاني أن أكون كسولاً أيضاً، انظروا إليّ. | 
| Size şu T.P.S. raporlarından bahsedeyim. Aslına bakarsan, Bob, sorun tembel olmam değil. | Open Subtitles | دعني أخبرك شيئا عن تقارير تي بي اس المغزى هو أنني لست كسولاً يا بوب | 
| Ama aslında beynin tembellik etmiyor, aksine çok meşgul. | TED | لكن دماغك لم يكن كسولاً جدًا، كان منشغلاً كثيرًا فحسب. | 
| Ya da tembeldi. | Open Subtitles | أو لربما كان كسولاً. | 
| Başka şeyler de olabilir tabii ama onları bulmaya çalışmayacak kadar tembelim. | Open Subtitles | حسناً، ربما هناك أشياءً أخرى، ولكني كسولاً جداً لأكتشف ما هم. | 
| Belki tembeldim, başka bir şey bulamadım. | Open Subtitles | ربما كنت كسولاً لأفكر في نفسي | 
| Eğer boğazımı keserse anneme söyleyebilirsin çünkü buraya gelmek için fazla tembelsin. | Open Subtitles | إذا نحرت رقبتي، يمكنك إخبار والدتي حصل ذلك لأنك كنت كسولاً جداً لتأتي إلى هنا. | 
| Etnik Kasabası, çalışkan göçmenlerin tembel ve şişman Amerikalılar olmayı hayal ettiği yer. | Open Subtitles | "إيثنيك تاون" حيث يعمل المهاجرين بكلّ دأبٍ الحلم بأن تصبح كسولاً يزيد الأميركيين | 
| tembel ve aptal olmadığım bir iş yaptım ama şimdi bunun yüzünden öldürülüyorum. | Open Subtitles | أخيراً وجدت وظيفة لست فيها كسولاً وغبياً وفاسداً ، وسأقتل لأجلها الآن | 
| Kendimi eğitmeden duramam, tembel olamam ya da fahişe gibi giyinen bi kadın görünce afallayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع إبطال تعليمي أو أصبح كسولاً وألاّ أصعق برؤية نساء يرتدين كالمومسات | 
| Temiz hava için iyi bir çözüm değil ama bu adamın önceliği değil belli ki çünkü tembel biri değil. | Open Subtitles | إنه لم يكن نظام تنفس نقي تماماً، وهو ما لم يكن من أولوياته كما هو واضح، لأنه لم يكن كسولاً! | 
| Tabi, mezuniyet, Bende öğretmenlik diploması aldım, ve şimdi tembel Bones Jones ile evliyim. | Open Subtitles | ،نعم لقد تخرجت ،وحصلت على شهادة في التدريس وثم تزوجتُ رجلاً كسولاً | 
| Yeni görevi onu tembel ve şişko bir insan yapmıştı ve bu yüzden de kalp krizinden ölmüştü. | Open Subtitles | مركزه الجديد جعله كسولاً و بديناً... و مات نتيجة سكتة دماغية | 
| Daha önce hiç bu kadar tembel bir mürettebat gördün mü? | Open Subtitles | لم أرى من قبل طاقماً كسولاً ؟ -أيها القائد | 
| Umarım bulunur da gerçek bir kiş hazırlayamayacak kadar tembel olduğu için dalga geçerim. | Open Subtitles | آمل أن يعثروا عليه حتى أسخر منه بشأن كونه كسولاً جداً ليخبز الـ"كيشي". | 
| Muhtemelen en çok faydalandığımız prensip açık kaynak fikrinin öncüsü Linus Torvalds tarafından ortaya konan "Tilki gibi tembel ol" fikridir. | TED | ربما المبدأ الذي يجري أعمق معنا هو المبدأ المنصوص عليه بواسطة "لينوس تورفالدس"، الرائد في مجال المصدر المفتوح، وكانت تلك فكرة أن "تكون كسولاً مثل ثعلب." | 
| Sadece tembel bir çocuğun canı sıkılır. | Open Subtitles | الطفل الضجر كان طفلا كسولاً. | 
| O kadar uzun zamandır tembellik yapıyorsun ki her tanrının hayatının bir yolculuk olduğunu unuttun. | Open Subtitles | لقد كنت كسولاً لفترة طويلة، لدرجة نسيت ان حياة الآلهة هي رحلة. | 
| O hayatı boyunca tembeldi. | Open Subtitles | لقد كان كسولاً طوال حياته | 
| Ben de biraz tembelim. | Open Subtitles | بعدها، أصبحتُ كسولاً. | 
| - Ben hep tembeldim. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً كسولاً | 
| Ama doktorlar tembelsin diyor | Open Subtitles | * يراني الأطباء كسولاً * | 
| Ben... Bilmiyorum. Galiba tembelleştim. | Open Subtitles | لا أعلم, أظن أنني أصبحت كسولاً, أصبحت... |