| Ona sadece arkadaş olarak çıktığınızı belli et, tamam mı? | Open Subtitles | لكن تأكد من أنها تعلم انك ستخرج معها كصديقٍ فحسب مفهوم؟ |
| Ryan, arkadaşın olarak buradayım. | Open Subtitles | رايان رايان، أنا هُنا كصديقٍ لَك |
| Sana son bir tavsiyede bulunayım. Bir arkadaşın olarak. | Open Subtitles | اسمح لي بتقديم نصيحة أخيرة ، كصديقٍ لك |
| - Beni arkadaşın olarak tanıştırdın. | Open Subtitles | .لاحظّت أنَّك قدمتني كصديقٍ لك |
| Beni dostun olarak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تريدني كصديقٍ لك |
| - Arkadaş olarak. - Otis'le gidemezsin. | Open Subtitles | كصديقٍ بالطبع - لن تصطحبي "أوتيس" - |
| Jessica'nın ayrılmasının iyi yönü Harvey'nin beni sadece ortak olarak değil arkadaş olarak da göreceği düşüncesiydi. | Open Subtitles | (الجانب المشرق الوحيد من رحيلِ (جيسكا كان بأنني إعتقدتُ ، بأن (هارفي) سيلتفتُ إليّ ، ليسَ كشريكِ فحسب .بل كصديقٍ له |
| Arkadaş olarak. | Open Subtitles | كصديقٍ لا غير |