| Fiziksel bedenlerinden kurtulup, var olmanın daha yüksek bir boyutuna erişerek saf enerji hâlinde yaşama durumu. | Open Subtitles | لقد تخلصوا من أجسامهم المادية و إرتقوا لمستوى أعلى من الوجود حيث يعيشون كطاقة صافية |
| Sadece enerji olarak var olabildikleri, daha yüksek bir boyuta yüceldiler. | Open Subtitles | إلى مستوى وجودى أعلى حيث يحيون كطاقة صافية |
| Yeterli fiziksel gelişim ve kontrolle, bedeninden ayrılıp enerji şekli olarak var olmayı öğrenecek. | Open Subtitles | التطور المادي والسيطرة الذهنية سيلغ مرحلة.. يتخلى فيها عن جسمه ويتواجد كطاقة |
| Zamanla, bu bilgiyi kullanarak bedenlerinden ayrılıp daha yüksek bir düzlemde enerji olarak yaşadılar. | Open Subtitles | على مر الزمن، استخدموا تلك المعرفة لعجز أجسادهم المادية.. والعيش كطاقة على سطح وجودي أرقى |
| Bu yüzden, bu asitleşme süreci, yanardağın enerjisini potansiyel kimyasal enerji olarak depoladı. | Open Subtitles | اذا ، عملية التحميض هذه قامت بتخزين طاقة البركان كطاقة الجهد الكيميائيّ. |
| Bitkilerin genelde kök ve tohumlarında enerji için depoladığı nişastada, glukoz molekülleri alfa bağlarıyla birleşir. Bu da sindirim kanalındaki enzimlerce kolaylıkla yıkılabilmelerini sağlar. | TED | في النشويات،التي غالبا ما تخزنها النباتات كطاقة في الجذور و البذور جزيئات الجلوكوز مترابطة بروابط آلفا معظمها يتشقق بسهولة في الجهاز الهضمي عن طريق الإنزيمات |
| Kinetik enerji de kullanıyor. | Open Subtitles | . يستعمل كطاقة حركية أيضاً |
| Böylece saf enerji olarak yaşayabiliyorlardı. | Open Subtitles | حيث يعيشون كطاقة صافية |
| Bilirsin, güvenilir bir enerji kaynağı. | Open Subtitles | كطاقة موثوقة |