| Son günlerde bir sanatçıya modellik yapıyorum ama pek bir şey ödemiyor. | Open Subtitles | أنا أعمل كعارضة للرسم هذه الايام ولكنها لا تعود علي بمال كثير |
| modellik ilk olarak nasıl başladı senin için? | Open Subtitles | وكيف بدأت الأمور فى بداية حياتك كعارضة ؟ |
| modellik ilk olarak nasıl başladı senin için? | Open Subtitles | وكيف بدأت الأمور فى بداية حياتك كعارضة ؟ |
| Mağazadaki kadın bana manken gibisin dedi. | Open Subtitles | لكن السيدة في المتجر قالت أنني أبدو كعارضة أزياء |
| Bir hafta sonra, manken olarak kariyerine başladığında, bir sonraki harika fikri olan-- | Open Subtitles | بعدها أسبوع بدأت عملها كعارضة أزياء على المسارح و الذي قاد لخطتها العبقرية التالية |
| Austin, Texas'dan gelmiş. mankenlik yapmış. | Open Subtitles | قادمة من أوستن فى تكساس عملت قليلاً كعارضة. |
| Büyük beden model olarak tam zamanlı çalışıyordum. | TED | كنت أعمل كعارضة من المقاس الكبير بدوامٍ كامل. |
| Fotoğrafçı olduğunu söyleyip kıza profesyonel modellik kariyeri teklif eder. | Open Subtitles | انه مصور يعرض عليها حياة مهنية كعارضة ازياء |
| Sadece yurt dışında modellik yaptığını söyleyecek. | Open Subtitles | سَتَقُولُ بأنّها تَعْملُ كعارضة أزياء في الخارج. |
| modellik günlerimde buna "para kazanan" derdik. | Open Subtitles | في ايامي كعارضة أزياء كنا نسمي هذه الحركة بجالبة الأموال |
| İyi. Bu gerçekten iyi? Daha önce modellik yaptın mı? | Open Subtitles | هذا جيد جداً هل كنتِ تعملين كعارضة ازياء؟ |
| Cece'nin modellik yaşı geçtiğinde makyajcı olmayı planlıyor. | Open Subtitles | لأن سيسى عندما بدأت مشوارها كعارضة كانت تريد ان تصبح فنانة مكياج |
| Bana... ekstra para kazanabilmem için resim sınıflarına modellik yapmamı önerdi. | Open Subtitles | اقترح علي وسيلة لكسب بعض المال الاضافي عن طريق العمل كعارضة في صفوف الرسم |
| Ve Bay Halverson bana hiç modellik teklif etmediyse... o zaman Bay Halverson diye biri yoktur. | Open Subtitles | ولم يسألني السيد هارفرسون قط أن أعمل كعارضة أزياء فإن كان السيد هارفرسون لم يسألني قط أن أكون عارضة أزياء إذا فلا وجود للسيد هارفرسون |
| Bu arada, demek istediğim, sen bazı modellik işlerini yapmıyor musun? | Open Subtitles | و حتى ذلك الحين ألم تعملي كعارضة أزياء؟ |
| Beraber iş yaparsak seni para basan bir manken haline getirebilirim. | Open Subtitles | مع جسم جيد جداً مثل ذلك يمكن أن تصنعي بنك جدي كعارضة |
| O gülüşle manken olarak iş bulurum sana. | Open Subtitles | بإبتسامة كتلك, اراهن باني استطيع ان اجد عملاً لكِ كعارضة أزياء. |
| Sörfçünün birini manken gibi göstermeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يحاولون جعل المتزلج يبدوا كعارضة أزياء |
| Belki o zaman yabancılar büyük beden kıyafetler için mankenlik yapmanı istemez. | Open Subtitles | بعدها الغرباء لن يطلبوك كعارضة للأحجام الكبيرة |
| Hayatını mankenlik yaparak heba edemeyecek kadar yeteneklisin. | Open Subtitles | أنتِ موهوبة للغاية على أن تضيّعي حياتكِ كعارضة |
| Belki biraz bozuk keçi eti yerim, iyice sıskalaşırım sonra da buraya dönüp süper model olarak bir iş bulurum. | Open Subtitles | ربما سوف اكل بعض الماعز السيئة واصبح نحيفة جداً ومن ثم اعود واحصل على عمل كعارضة ازياء |
| Hayır. Sanata en yakın olduğum şey birine model olarak poz vermemdi. | Open Subtitles | كلاّ، أقرب فرصة أخذتُ فيها صفاً فناً كان بالتموضع كعارضة. |