| Tek bildiğim doğu yakasında büyük bir Meth laboratuvarı olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لديه معمل قذر على الجانب الشرقي |
| Tek bildiğim, bize gidip eğlenmemizi söylediği. Neden sen de öyle yapmıyorsun? | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه سمح لنا بالخروج و التمتع بالوقت لما لا تفعل ذلك أيضاً؟ |
| "Tek bildiğim hâlâ savaşmalıyız." | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه مازال علينا مواصلة القتال |
| Benim Tüm bildiğim, birden bire etrafa para saçmaya başladı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه بدأ يبعثر الكثير من المال فجأة |
| Bütün bildiğim White'ın üyesi olduğu cemaat te bu sembolü kullanıyor. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه نفس شعار الذي يستخدمه معتنقي "طائفة الأبِيض" |
| Bildiğim kadarıyla bu yangını başlatan da sen olabilirsin. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه يمكنك أن تبدأ هذا في المقام الأول |
| Tek bildiğim karımla kirli ilişkileri olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه , أنه على علاقة نجسة مع زوجتى |
| Tek bildiğim altından yapıldığı ve bir çeyreklik büyüklüğünde olduğu üzerine güneş resmi ve bazı korkunç şeyler kazılmış. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه ذهبية و بحجم قبضة يتوسطها شمس حولها كلمات غريبة |
| Tek bildiğim eve bir oda daha eklememiz fazladan bir yılımızı aldı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه, أنه انتظرنا سنة كاملة حتى استطعنا إضافة وحدة |
| Tek bildiğim bir operasyonun gerçekleşeceği ve bir şehit olacağı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه سيكون هناك عملية، و أنه سيكون هناك شهيد. |
| Tek bildiğim, eğer birisinin sana önem vermesini istiyorsan... onları alıp satmayı kes. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه إذا فقدت الاهتمام بنفسك توقف عن لوم نفسك في كل الأوقات |
| Tek bildiğim, burada sersefil bir hâlde yatmıyor oluşu artık. | Open Subtitles | كل ما أعرفه, أنه من الممتع أن لا نراه هائماً و راقداً كالبائس |
| Tek bildiğim eğer nişanlım bunu öğrenirse, beni asla affetmez. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لو علم خطيبي بما جرى فلن يسامحني أبداً |
| Tek bildiğim bunun büyük bir şey olduğu ve sizin yerinizde olsam ne bana ne de sevdiklerime asla zarar vermezdim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه شيء هائل، لذا لا يجدر بك إصابتي بمكروه، أو أيّ شخص أهتم له |
| Tek bildiğim.... ... bu gece onunla New York'ta buluşacaktık. | Open Subtitles | .. كل ما أعرفه أنه من المفترض أن نتقابل الليلة في نيويورك |
| Tek bildiğim ayakkabının ayağını acıttığı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه يقول أن حذاءه يؤلم قدميه |
| Hakkında Tek bildiğim Paris'e Prag'dan yeğenimle birlikte geldiği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه أتى إلى باريس من براغ مع ابنة أخي |
| Tek bildiğim, orada olduğum zamanlarda, bütün bu gürültü ve karmaşadan uzakken, kendimi Tanrı'ya hiç o kadar yakın hissetmemiştim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه حينما كنت هناك بمنأى عن جميع الضجيج والاضطرابات لم أشعر قطّ أنى قريبة من الربّ كما شعرت هناك |
| - Tek bildiğim onu gerçekten iyi.. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه سوف يلعب لا ، هذا لن يحدث |
| Tüm bildiğim, bu insan eliyle yapılan kutsal eseri güvenli yere götürmek. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه علينا وضع هذه القطعة الثرية المقدسة في امان |
| Benim artık bir fikrim yok. Bütün bildiğim hiç kimse kimseden daha iyi değildir, ve herkes her şeyde mükemmeldir. | Open Subtitles | ما عاد لدي أية آراء ، كل ما أعرفه أنه ليس ثمة أحد أفضل من الآخر |
| Bildiğim kadarıyla, yeni bir güreş şampiyonu var. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه يوجد بطل جديد للمصارعة |