| Teknik olarak, Tek yapman gereken, bunu tekrar yapmayacağına söz vermendir. | Open Subtitles | عملياً كل ما عليكِ فعله هو أن تعديني بألا تفعليها مجدداً |
| Tek yapman gereken bir sabah kahve içerken onunla konuşman. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو الجلوس معها صباحا عندما تشربان قهوتكما وتكلمي معها كالعادة |
| Şimdi Tek yapman gereken üç boyutlu bir tane bulmak. | Open Subtitles | والآن كل ما عليكِ فعله هو النظر إلى شخص ثلاثي الأبعاد |
| Tek yapman gereken bizimle işbirliği yapman hayatından sonsuza kadar çıkmasını sağlayabiliriz. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو أن تتعاوني معنا و سنخرجه من حياتك للأبد |
| Yapman gereken tek şey, haftanın günlerini söyleyip zengin olmakmış. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو غناء أيام الأسبوع وستكوني مشهوره |
| Tek yapman gereken kardeşini kurtarmaya odaklanmak. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو التركيز على إنقاذ أختكِ |
| Tek yapman gereken onu düşünmek ve oradasın. | Open Subtitles | كريس : كل ما عليكِ فعله هو التفكير به وستجدينه هنا |
| Onlardan kurtulmak istiyorsan Tek yapman gereken onları öldürmek. | Open Subtitles | ولوأردتىالتخلصمنهم، كل ما عليكِ فعله هو قتلهم. |
| Tek yapman gereken, bana istediğim şeyi söylemen. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو إخباري بما أريد معرفته |
| Ne zaman bu işi bitirmek istersen Tek yapman gereken 4 adım ileri gitmek ve çemberin dışına çıkmak. | Open Subtitles | الآن إذا أردتِ لهذا أن ينتهي بأي وقت كل ما عليكِ فعله هو أن تأخذي أربع خطوات للأمام |
| Bunu araştırmıştık, Tek yapman gereken onlara GPS'deki donanımın alıcı numarasını vermek, tamam mı? | Open Subtitles | استخدمي كل مصادرك، كل ما عليكِ فعله هو الحصول علي رقم إستقبال جهاز التعقب. |
| Hikâyeleri zaten anlatılmış. Tek yapman gereken yazıya dökmek. | Open Subtitles | القصة رويت بالفعل ، كل ما عليكِ فعله هو كتابتها |
| Tek yapman gereken gülümsemek sonra yavru köpeğe dönüşüyor. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو الابتسام له و سوف يصبح كـ الجرو |
| Ölecekler. Tek yapman gereken isim vermekti. | Open Subtitles | قتلى، كل ما عليكِ فعله هو إعطائه الأسماء. |
| Tek yapman gereken onlara aldırmamak, o zaman giderler. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو تجاهلهم، وسيرحلون بعدها |
| Birazdan dışarı çıkacağım ve sonra geri geleceğim. Tek yapman gereken beni beklemek. | Open Subtitles | سأغيب قليلاً ولكنني سأعود كل ما عليكِ فعله هو الانتظار. |
| Tek yapman gereken partiye vaktinde gelmek. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو الاستعداد لوقت الحفلة |
| Yardıma ihtiyacın olduğunda, Tek yapman gereken istemek. | Open Subtitles | لو كنتِ في حاجة إلى مساعدة في أي وقت، كل ما عليكِ فعله هو السؤال |
| Şimdi Tek yapman gereken onun nerede olduğunu söylemek. | Open Subtitles | هذا تقدُّم، والآن كل ما عليكِ فعله هو أن تُخبرينا بمكانها. |
| Yapman gereken tek şey gardiyanları dondurup Prue'nun kapısını açmak. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو تجميد الحرَّاس ثم تفتحين زنزانة، برو |
| Sadece senden istediği onu bana geri getir. | Open Subtitles | كل ما عليكِ فعله هو أعادته لى |